Translation of "Bırakmak" in English

0.018 sec.

Examples of using "Bırakmak" in a sentence and their english translations:

Düşünmeyi bırakmak;

to strive for;

Bırakmak istiyorum.

I want to quit.

Bırakmak zordur.

It's hard to let go.

Sigarayı bırakmak kolay, seni bırakmak çok zor.

Quitting smoking is easy, quitting you is too hard.

Sigarayı bırakmak zordur.

It is difficult to give up smoking.

Tom bırakmak istiyor.

Tom wants to let it go.

Onu bırakmak istemiyorum.

I don't want to let go of it.

Onu bırakmak isteyebilirsin.

You might want to leave that.

İşimi bırakmak istiyorum.

I wanna quit my job.

Sigarayı bırakmak zor.

- Quitting smoking is hard.
- Quitting smoking is difficult.

İşimi bırakmak zorundayım.

I have to quit my job.

- Tom işini bırakmak zorunda kaldı.
- Tom işini bırakmak zorundaydı.

Tom had to leave his job.

Hayal gücünüzü serbest bırakmak.

is to let your imagination run free.

O sigarayı bırakmak zorundadır.

She has to stop smoking.

Kedisini evde bırakmak zorundaydı.

He had to leave his cat at home.

Arabayı burada bırakmak zorundayım.

I have to leave the car here.

Sigara içmeyi bırakmak zorundayım.

I have to quit smoking.

Bir karışıklık bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave a mess.

Bir mesaj bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave a message.

Şimdi ellerini bırakmak istiyorum.

I want to let go of your hands now.

Tom'u yalnız bırakmak istiyorum.

I want Tom left alone.

Oğlana bahşiş bırakmak lazım.

We must leave a tip for the waiter.

Tom'u yalnız bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave Tom alone.

Tom sigarayı bırakmak istiyordu.

Tom wanted to quit smoking.

Onu şansa bırakmak istemiyorum.

I don't intend to leave it to chance.

Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.

You must stop gambling.

Her şeyi bırakmak zorundasın.

You have to leave everything.

Sigarayı bırakmak kararlılık gerektirir.

It takes will power to give up smoking.

Sigarayı bırakmak kolay değil.

Giving up smoking isn't easy.

İçki içmeyi bırakmak zorundayım.

I have to stop drinking.

Tom okulu bırakmak istedi.

Tom wanted to drop out of school.

Çiftliğimi torunlarıma bırakmak istiyorum.

I want to leave my farm to my grandchildren.

Pencereleri açık bırakmak istiyorum.

I'd like to leave the windows open.

O çocukları bırakmak istiyorum.

I want those kids to leave.

Onu orada bırakmak zorundayız.

We have to leave it there.

Kimseyi bırakmak zorunda kalmamalıyız.

We shouldn't have to lay anyone off.

Onu arkamızda bırakmak zorundayız.

We've got to put that behind us.

Bir iz bırakmak istiyorum.

I want to leave a mark.

Bunu yapmayı bırakmak zorundayız.

We've got to quit doing this.

İşini bırakmak istediğini biliyorum.

- I know you want to quit your job.
- I know that you want to quit your job.

Tom'u geride bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave Tom behind.

Sigarayı bırakmak kolay değildir.

Quitting smoking isn't easy.

Sağlığımızı ikili olarak görmeyi bırakmak,

to stop seeing our health as binary,

Sigarayı bırakmak için gayret etmelisin.

You should make an effort to stop smoking.

Bir mesaj bırakmak ister misiniz?

Would you like to leave a message?

Ekmek parçaları bırakmak kaybolmalarını önledi.

Putting pieces of bread prevented them from getting lost.

Sigarayı bırakmak onun için olanaksızdır.

- It is impossible for him to give up smoking.
- It's impossible for him to give up smoking.

Trende şemsiyeni bırakmak senin dikkatsizliğindi.

- You were careless to leave your umbrella on the train.
- It was careless of you to leave your umbrella on the train.

Ben bu işi bırakmak istemiyorum.

I don't want to quit this job.

Ben geçmişi arkamızda bırakmak istiyorum.

I'd like to put the past behind us.

Tom'a bir mesaj bırakmak isterim.

I'd like to leave a message for Tom.

Yorumları aşağıya bırakmak için çekinmeyin

Feel free to leave comments below.

Bir mesaj bırakmak ister misin?

Do you want to leave a message?

Tom köpeğini benimle bırakmak istemedi.

Tom didn't want to leave his dog with me.

Valizlerimi burada bırakmak güvenli mi?

Is it safe to leave my suitcase here?

Tom işini bırakmak istediğini söylüyor.

Tom says he wants to quit his job.

Tom işini bırakmak zorunda kalabilir.

Tom may have to quit his job.

Seni Tom'la yalnız bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave you alone with Tom.

Bu kitabı sana bırakmak istiyorum.

I'd like to leave this book with you.

Tom'u okula bırakmak zorunda kaldım.

I had to drop Tom off at school.

Tom Mary'yi geride bırakmak istemiyordu.

Tom didn't want to leave Mary behind.

Bu kutuyu buraya bırakmak istiyorum.

I want to leave this box here.

Dersleri atlamayı bırakmak zorunda kalacaksın.

You're going to have to quit skipping classes.

Tom Mary'nin elini bırakmak istemedi.

Tom never wanted to let go of Mary's hand.

Bırakmak istiyorsan, sadece öyle söyle.

If you want to quit, just say so.

Sigarayı bırakmak onun için imkansızdır.

- It is impossible for him to give up smoking.
- It's impossible for him to give up smoking.

Herkes ayak izleri bırakmak istiyor.

Everyone wants to leave footprints.

Çocukları yalnız bırakmak, tamamen düşüncesizlikti.

Leaving the children alone was sheer thoughtlessness.

Herkes bir iz bırakmak ister.

Everyone wants to leave a mark.

Dan işini sahipsiz bırakmak istemedi.

Dan didn't want to leave his business unattended.

Ne yapacağını sana bırakmak istiyorum.

I want to leave it up to you what to do.

İşini bırakmak istediğinden emin misin?

Are you sure that you want to quit your job?

Anahtarı arabada bırakmak senin dikkatsizliğindi.

It was careless of you to leave the key in the car.

Tom'a yalan söylemeyi bırakmak zorundayız.

We've got to quit lying to Tom.

Tom onu yapmayı bırakmak zorundaydı.

Tom had to stop doing that.

Tom Mary'yi eve bırakmak istedi.

Tom asked Mary for a ride home.

Sanırım Tom işini bırakmak istiyor.

- I think Tom would like to quit his job.
- I think that Tom would like to quit his job.

Henüz bırakmak için hazır değilim.

I'm not ready to quit yet.

Bunu yapmayı bırakmak zorunda kalacağım.

I'm going to have to stop doing that.

Sigarayı içmeyi bırakmak kolay değil.

- It's not easy to quit smoking.
- It isn't easy to quit smoking.

Bunun hakkında düşünmeyi bırakmak istiyorum.

I want to stop thinking about this.

- Bir ölüyü gömmeden bırakmak profanlıktır.
- Bir ölüyü gömmeden bırakmak dine imana sığmaz.

Leaving an unburied corpse behind is profanity.

- Aracı sokağın ortasında bırakmak zorunda kaldım.
- Aracı caddenin ortasında bırakmak zorunda kaldım.

I had to leave the car in the middle of the street.

- Sigarayı bırakmak neden bu kadar zor?
- Sigara içmeyi bırakmak neden bu kadar zor?

Why is it so hard to quit smoking?

Her neyse, futbolu bırakmak zorunda kaldım.

But anyway, I had to quit.

Benim görevim onu gelecek nesillere bırakmak

It's my role to shepherd it in time,

Umut ve fırsat bırakmak bizim vazifemiz.

for them but also with them.

Hiçbiri sürünün güvenli ortamını bırakmak istemez.

None want to leave the safety of the flock.

O, sigarayı bırakmak için çok uğraşıyor

- He is trying hard to give up smoking.
- He is trying hard to quit smoking

Sigarayı bırakmak için hangi yöntemi kullandın?

What method did you use to give up smoking?