Translation of "Neşelendirmeye" in English

Tom'u neşelendirmeye çalışıyorum.

I've been trying to cheer Tom up.

Tom'u neşelendirmeye çalıştım.

I tried to cheer Tom up.

Tom'u neşelendirmeye çalıştık.

We tried to cheer Tom up.

Beni neşelendirmeye çalışmaktan vazgeç.

Stop trying to cheer me up.

Sadece sizi neşelendirmeye çalışıyorum.

I was just trying to cheer you up.

Tom, Mary'yi neşelendirmeye çalıştı.

Tom tried to cheer Mary up.

Beni neşelendirmeye çalışmanı takdir ediyorum.

I appreciate you trying to cheer me up.

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

He tried to cheer up his wife, but wasn't able to.

Mary'nin arkadaşları onu neşelendirmeye çalıştı.

Mary's friends tried to cheer her up.

Tom'un arkadaşları onu neşelendirmeye çalıştı.

Tom's friends tried to cheer him up.

Beni neşelendirmeye çalışmak zorunda değilsin.

You don't have to try to cheer me up.

Onu neşelendirmeye çalıştım ama tek istediği yalnız kalmaktı.

I tried to cheer her up, but all she wanted was to be alone.

Tom Mary'nin mutlu olmadığını gördü ve onu neşelendirmeye gitti.

Tom saw that Mary wasn't happy and went over to cheer her up.

Tom Mary'yi neşelendirmeye çalıştı ama o ağlamaya devam etti.

Tom tried to cheer Mary up, but she kept on crying.

Onu neşelendirmeye çalıştım ama o ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

I tried to cheer her up, but she did nothing but cry.

- Beni neşelendirmeye çalıştılar.
- Beni mutlu etmeye çalıştılar.
- Beni keyiflendirmeye çalıştılar.

They tried to cheer me up.