Translation of "Karısını" in English

0.007 sec.

Examples of using "Karısını" in a sentence and their english translations:

- Tom karısını seviyor.
- Tom karısını sever.

Tom loves his wife.

O, karısını kıskanıyordu.

He was jealous of his wife.

Tom karısını aldatıyor.

Tom is cheating on his wife.

Tom'un karısını tanıyorum .

I know Tom's wife.

Jorgen karısını sever.

Jorgen loves his wife.

Tom karısını korudu.

Tom protected his wife.

Tom karısını aldatıyordu.

Tom was cheating on his wife.

Tom karısını kaybetti.

Tom lost his wife.

Tom karısını döver.

Tom beats his wife.

Tom karısını öldürmedi.

Tom didn't kill his wife.

Karısını çok kıskanıyor.

He's very jealous of his wife.

Tom karısını sevmiyor.

Tom doesn't love his wife.

Tom karısını bıçakladı.

Tom stabbed his wife.

Tom karısını öldürdü.

Tom killed his wife.

Sami karısını tersledi.

Sami snapped at his wife.

Sami karısını dövdü.

Sami beat his wife.

Tom karısını kurtardı.

Tom rescued his wife.

- Sami karısını kaybetmek istemedi.
- Sami karısını kaybetmek istemiyordu.

Sami didn't want to lose his wife.

Her zaman karısını kötülüyor.

He's always bad-mouthing his wife.

Karısını mutlu etmeyi bilir.

He knows how to make his wife happy.

Karısını nasıl aldatacağını bilir.

He knows how to cheat on his wife.

O yıllarca karısını yaşattı.

He survived his wife for many years.

Tom karısını hiç aldatmadı.

Tom has never cheated on his wife.

O, karısını vahşice öldürdü.

He brutally murdered his wife.

O, karısını terk etti.

He left his wife.

Tom karısını ülkesine gönderdi.

Tom packed his wife off to the country.

Tom ve karısını tanıyorum.

I know Tom and his wife.

Bay Basri karısını sever.

Mr Basri loves his wife.

Tom karısını bıçaklayarak öldürdü.

Tom stabbed his wife to death.

Tom karısını yatıştırmaya çalıştı.

Tom tried to reassure his wife.

Tom eski karısını tanımadı.

Tom didn't recognize his ex-wife.

Tom karısını terk etti.

Tom has left his wife.

Tom karısını kaybetmek istemedi.

Tom didn't want to lose his wife.

Tom asla karısını öpmez.

Tom never kisses his wife.

Tom'un, karısını araması gerekiyor.

Tom needs to call his wife.

Tom karısını kanserden kaybetti.

Tom lost his wife to cancer.

Karısını ve çocuklarını terk etti.

- He abandoned his family.
- He abandoned his wife and children.

Karısını boşamış olduğu gerçeğini gizledi.

He concealed the fact that he had divorced his wife.

Karısını ve çocukları terk etti.

He left his wife and children.

Maciek karısını aralık ayında kaybetti.

Maciek lost his life in December.

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

He tried to cheer up his wife, but wasn't able to.

Bir adam karısını öldürmekle suçlandı.

A man was accused of killing his wife.

Tom karısını öldürdüğünü itiraf etti.

Tom confessed to killing his wife.

Aşırı uçlar başkanın karısını kaçırdı.

Extremists kidnapped the president's wife.

Tom'un karısını terk ettiğini duydum.

I heard that Tom has left his wife.

Tom karısını hiç aldatmadığını söylüyor.

Tom says that he has never cheated on his wife.

Tom sadakatsiz karısını öldürmeyi planlıyordu.

Tom was planning on killing his unfaithful wife.

O bir bıçakla karısını yaraladı.

He wounded his wife with a knife.

Tom karısını dövdüğünü inkar etti.

Tom denied having beaten his wife.

Komşular, Tom'un karısını dövdüğünü söylüyor.

The neighbors say that Tom beats his wife.

Tom karısını ve çocuklarını sever.

Tom loves his wife and kids.

O, geçen ay karısını boşadı.

He divorced his wife last month.

Görünüşe göre, Tom karısını aldatıyor.

Apparently, Tom has been cheating on his wife.

Fadıl asla karısını terk etmez.

Fadil would never leave his wife.

Sami, Mecid'e karısını öldürmesini söyledi.

Sami asked Majid to kill his wife.

Sami karısını öldürdü ve yedi.

Sami killed and ate his wife.

Sami karısını öldürmeyi hayal ediyordu.

Sami fantasized about killing his wife.

Tom'un karısını terk edeceğini sanmıyorum.

- I don't think Tom would ever leave his wife.
- I don't think that Tom would ever leave his wife.

Tom artık karısını hiç öpmüyor.

Tom doesn't ever kiss his wife anymore.

Tom artık nadiren karısını öpüyor.

Tom seldom kisses his wife anymore.

Tom'u tanıyorum, fakat karısını tanımıyorum.

I know Tom, but I don't know his wife.

Sami karısını küvette ölü buldu.

Sami found his wife dead in the bathtub.

Sami karısını uyandırmamak için dikkatliydi.

Sami was careful not to wake his wife.

Sami kayıp karısını asla bulmadı.

Sami never found his missing wife.

Kendisini boşamaması için karısını ikna etti.

He persuaded his wife not to divorce him.

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.

He tried to make his wife happy, but he couldn't.

Tom yanında karısını ve çocuklarını getirebilir.

Tom might bring his wife and children with him.

Tom'u iyi tanımıyorum fakat karısını tanıyorum.

I don't know Tom well, but I know his wife.

Tom karısını ve çocuklarını terk etti.

Tom abandoned his wife and children.

Tom birkaç ay önce karısını kaybetti.

Tom lost his wife a few months ago.

Tom, karısını ve çocuklarını geride bıraktı.

Tom left his wife and children behind.

Tom bana karısını terk ettiğini söyledi.

- Tom told me he'd left his wife.
- Tom told me that he'd left his wife.

Hem Tom'u hem de karısını tanıyorum.

I know both Tom and his wife.

Tom karısını asla terk etmediğini söyledi.

- Tom said he'd never leave his wife.
- Tom said that he'd never leave his wife.

Tom karısını ve ailesini terk etti.

Tom deserted his wife and family.

Dük kalktı ve sevgiyle karısını öptü.

The Duke rose and kissed his wife lovingly.

Tom karısını bir araba kazasında kaybetti.

Tom lost his wife in a car accident.

Tom artık neredeyse karısını hiç öpmüyor.

Tom hardly ever kisses his wife anymore.

Sami evini ve karısını yeni kaybetti.

Sami has just lost his house and wife.

Sami karısını bir silahla tehdit etti.

Sami threatened his wife with a gun.

- Karısını memnun etmek için elinden geleni yaptı.
- Karısını memnun etmek için her türlü çabayı gösterdi.

He bent over backward to please his wife.

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat boş yere.

He tried to make his wife happy, but in vain.

Tom geç kalacağını söylemek için karısını aradı.

Tom called his wife to say he'd be late.

O, karısını mutlu etmeye çalıştı ama boşuna.

He endeavored to make his wife happy, but in vain.

Dan karısını öldürmekten haksız yere suçlu bulunmuştu.

Dan was wrongfully convicted of murdering his wife.

Onun neden karısını öldürdüğünün sır olduğunu düşünüyorum.

I think it a mystery why he killed his wife.

Zavallı adam karısını bir daha asla görmeyecekti.

The poor man was never to see his wife again.

Tom, Mary'ye John'un karısını tanıyıp tanımadığını sordu.

Tom asked Mary if she knew John's wife.

O karısını kaybettikten sonra içki içmeye başladı.

He began to indulge in drinking after he lost his wife.

Leyla, Fadıl'ın, karısını bir gün bırakacağını umuyordu.

Layla hoped Fadil would leave his wife some day.

Sami karısını nasıl kandırdığı konusunda bile övünüyordu.

Sami even bragged about how he fooled his wife.

Tom bana karısını terk etmeyi planladığını söyledi.

- Tom told me that he was planning to leave his wife.
- Tom told me that he was planning on leaving his wife.
- Tom told me he was planning on leaving his wife.

Sami karısını aldatmak için bir plan yapmıştı.

Sami hatched a plan to deceive his wife.

Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı.

Sami used his bare hands to strangle his wife.

Sami sevdiği karısını açgözlülüğün sunağında kurban etti.

Sami sacrificed his loving wife on the altar of greed.

Karısını acilen araması için bir mesaj aldı.

He received an urgent message to call his wife.

çünkü çıkarı vardı diğer adamın karısını almak istiyordu

because he had an interest he wanted to take the wife of the other man

Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.

I think the reason that he killed his wife is still a mystery.

Onun, karısını neden öldürdüğünün bir gizem olduğunu düşünüyorum.

I think that why he killed his wife is a mystery.