Translation of "Mekanı" in English

Tom mekanı sever.

Tom loves the place.

- Birisi mekanı altını üstüne getirerek aramış.
- Birisi mekanı soymuş.

Someone has ransacked the place.

Mekanı terk edip gittiler.

They've cleared out the place.

Sami mekanı kontrol etti.

Sami checked the place out.

Önceki kiracılar, mekanı darmadağın bırakmış.

The previous tenants left the place in a mess.

Bu bar popüler bir öğrenci mekanı.

This bar is a popular student hangout.

Bana mekanı e-postayla gönderir misin?

Can you email me the location?

Sami mekanı kendine özgü tarzıyla süsledi.

Sami decorated the place in his distinctive style.

- "Buluşmamız gerekir." "Elbette. Yeri sen seçiyorsun."
- "Buluşalım." "Olur. Mekanı sen seç."

"We should meet." "Sure. You pick the place."