Translation of "Maria'nın" in English

0.007 sec.

Examples of using "Maria'nın" in a sentence and their english translations:

Maria'nın saçı uzundur.

Maria's hair is long.

- Maria'nın uzun saçı var.
- Maria'nın uzun saçları var.

Maria has long hair.

Maria'nın uzun saçları var.

Maria has long hair.

Maria'nın alışverişe gitmesi gerekir.

Maria needs to go shopping.

Maria'nın yakında yazacağını umuyorum.

I hope that Maria will write soon.

Maria'nın babası kolayca etkilenir.

Maria's father is easily influenced.

Maria'nın mavi gözleri var.

Maria has blue eyes.

Tom Maria'nın yanında oturuyordu.

Tom was sitting next to Maria.

Tom Maria'nın videosunu sevdi.

Tom liked Mary's video.

Maria'nın ne aradığını bilmiyorum.

I don't know what Maria is looking for.

Tom Maria'nın önerisini beğendi.

- Tom said he thought Mary's suggestion was good.
- Tom said that he thought Mary's suggestion was good.
- Tom said that he thought that Mary's suggestion was good.
- Tom said he thought that Mary's suggestion was good.

Maria'nın hayalleri sonunda gerçekleşiyordu.

Mary's dreams were finally materializing.

- O, Maria'nın nerede oturduğunu bilmiyor.
- O, Maria'nın nerede yaşadığını bilmiyor.

He doesn't know where Maria lives.

Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.

Maria's late husband was a violinist.

Maria'nın erkek arkadaşından nefret ediyorum.

I hate Mary's boyfriend.

Tom Maria'nın kızının babası mı?

Is Tom the father of Maria's daughter?

Maria'nın sadece bir amacı var.

Maria had only one purpose.

Maria'nın dört erkek kardeşi var.

Maria has four brothers.

Tom kahveyi Maria'nın önüne bıraktı.

Tom left the cafe in front of Maria.

Tom, Maria'nın mutlu olduğunu sandı.

Tom thought Mary was happy.

- Juan Maria'nın kendi kız kardeşi olduğunu bilmiyor.
- Juan, Maria'nın kendi kızı olduğunu bilmiyor.

Juan doesn't know that Maria is his daughter.

Tom Maria'nın kocasının en iyi arkadaşı.

Tom is Maria's husband's best friend.

Tom, Maria'nın perişan olduğunu fark etti.

Tom realized that Maria was miserable.

Maria'nın en sevdiği içecek yeşil çaydır.

Maria's very favorite drink is green tea.

Tom ve Maria'nın iki kedisi var.

Tom and Maria have two cats.

Tom Maria'nın evlenmiş olduğunu duyunca, şaşırdı.

Tom was surprised to hear Mary had gotten married.

Tom her zaman Maria'nın çalıştığı süpermarkete gider.

Tom always goes to the supermarket where Maria works.

Maria'nın bir değil, beş tane köpeği var!

Maria doesn't have just one dog, she has five!

Tom Maria'nın önüne bir fincan kahve koydu.

Tom put a cup of coffee in front of Maria.

Her akşam Tom, Maria'nın bacağına masaj yapar.

Every evening, Tom massages Maria's leg.

Tom Maria'nın aç olduğunu bildiği halde ona yemek ikram etmedi.

Tom knew that Mary was hungry, but he didn't offer her anything to eat.

"Öğle yemeğinde ne yedin?" " Maria'nın kendi yaptığı Gyoza. Onlar gerçekten lezzetliydiler!"

"What did you have for lunch?" "Gyoza that Maria made herself. They were really delicious!"

Tom, Johannes onu tabanca ile tehdit ettiği için Maria'nın önünde duruyordu.

Tom stood in front of Maria as Johannes threatened her with a pistol.