Translation of "Gözleri" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Gözleri" in a sentence and their arabic translations:

Ve gözleri doldu.

وبدأت دموعها بالنزول.

Ve gözleri görmüyor

والعيون لا تستطيع الرؤية

Onun gözleri mavidir.

عيناه زرقاوتان.

Leyla'nın gözleri acıyor.

كانت ليلى تتألّم من عينيها.

Mavi gözleri benimkine kenetlenmişti.

وعيناها الزرقاوتان تنظر إلى عيناي.

GÖZLERİ VE AĞZI BAĞLANMIŞTI

"معصوب العينين ومكبّل"

çocuğunun gözleri önünde katlediliyor

يذبح أمام عيني طفله

Işte karıncaların gözleri görmüyor

هنا عيون النمل لا ترى

Tom'un gözleri babasına benziyor.

عينا توم كعيني أبيه.

John gözleri açık uyur.

خوان ينام وعيناه مفتوحتان.

Onun güzel gözleri var.

عيونها جميلة.

Onun mavi gözleri var.

عيناها زرقاوتان.

Sami'nin korkunç gözleri vardı.

كانت عينا سامي مخيفتان.

Carol gözleri açık olarak ışığa bakabildi.

كانت تقدر كارول على مواجهة الضوء وعينيها مفتوحتين.

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

‫أعين الدلافين حساسة للغاية للضوء الأزرق.‬

Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.

‫تعمل أعين التماسيح بشكل جيد في الظلام.‬

Tekrar vurgulamak istiyorum bunları gözleri görmeden

أريد التأكيد عليه مرة أخرى دون رؤية العيون

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

‫بصر صغار الفقمات أفضل تحت الماء.‬

En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...

‫أعينها الحساسة لأخفت ضوء...‬

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

‫لدى جلديات القوائم أعين كبيرة...‬ ‫تفتش دائمًا عن مصادر الخطر.‬

Gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

وكانت شغوفة باستخدامهما للتحديق باهتمام في عيون الآخرين.

Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.

سمعت أن عيونهم كانت بيضاء‏، وشعرهم كان أحمرَ‏.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

‫يغطّي الجلد والفراء عينيه‬ ‫ما يجعله أعمى تمامًا.‬

O Asma uzakta fikrini reddetti babasının gözleri İngiliz gazeteleri tarafından açıklanan

حتى يصبح رئيسٌ للبلاد في الوقت الذي كانت فيه اسماء تخط طريقها

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‫عيناه، المكونة من آلاف العدسات الصغيرة،‬ ‫تجمع أكبر قدر ممكن من الضوء المتاح.‬

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

‫تستقبل عيناه الكبيرتان الضوء...‬ ‫ما يميزه برشاقة مميزة في الظلام.‬