Translation of "Müzikte" in English

0.007 sec.

Examples of using "Müzikte" in a sentence and their english translations:

Biz müzikte iyiyiz.

We are good at music.

Müzikte ihtisas yaptım.

I majored in music.

Müzikte zevkler kişiden kişiye değişir.

Tastes in music vary from person to person.

O, bir çocukken müzikte sivrildi.

He excelled in music even as a child.

Tom'un müzikte iyi zevkleri vardır.

- Tom has good tastes in music.
- Tom has good taste in music.

Müzikte, o ünlü bir eleştirmendir.

In music, he is a famous critic.

Tom müzikte uzmanlaşmaya karar verdi.

Tom has decided to major in music.

Onun müzikte olağanüstü bir yeteneği var.

She has an extraordinary ability in music.

Müzikte tüm adaylar ses sınavı yapmalı.

All applicants in music must audition.

Tom ve Mary müzikte aynı zevke sahipler.

Tom and Mary have the same taste in music.

Sebebi müzikte çok önemli bir yeri olan bir sayıya göre düzenliler...

That’s because they’re organized by a very special number in music...

[Müzikte] Anahtarlarla da durum aynı. O iki gamı birbirinin üstüne çalarsanız...

the same with keys. If you play those scales over each other...

Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil, aksine, o piyanoyu iyi çalar.

It isn't true that Jack is no good at music; on the contrary, he plays the piano well.

Müzikte veya konuşmada, bir duraklama sık sık dramatik bir etki için kullanılmaktadır.

In music or speaking, a pause is frequently used for dramatic effect.