Translation of "Koyunlar" in English

- Koyunlar ağılda.
- Koyunlar ağıldadır.

The sheep are in the pen.

Koyunlar ot yer.

Sheep feed on grass.

Koyunlar otla beslenir.

Sheep feed on grass.

Çayırdaki koyunlar otluyor.

The sheep in the field are eating grass.

Koyunlar çayırda otluyor.

Sheep are feeding in the meadow.

Koyunlar tarladaki otu otluyor.

The sheep graze the grass in the field.

Koyunlar, büyükbaşlar, geyikler. Ve asla kurtulamıyorlar.

sheep, cattle, deer, and then never get out. Oh, god. It's like...

Mary nereye giderse gitsin, koyunlar onu takip eder.

Wherever Mary goes, the sheep follows her.

Tahıl üretiyoruz ve hayvan yetiştiriyoruz: ördekler, kazlar, koyunlar, keçiler ve inekler.

We grow grains and keep animals: ducks, geese, sheep, goats and cows.

Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.

When the trumpets sounded, the army shouted, and at the sound of the trumpet, when the men gave a loud shout, the wall collapsed; so everyone charged straight in, and they took the city. They devoted the city to the LORD and destroyed with the sword every living thing in it—men and women, young and old, cattle, sheep and donkeys.