Translation of "Komşusunun" in English

Komşusunun servetini kıskanıyordu.

She was jealous of her neighbor's good fortune.

- Tom komşusunun evini yaktı.
- Tom komşusunun evini ateşe verdi.

Tom set his neighbor's house on fire.

Tom komşusunun havuzunda boğuldu.

Tom drowned in his neighbor's pool.

Tom komşusunun kedisini boğmuş.

Tom drowned his neighbor's cat.

Sami komşusunun sesini duydu.

Sami heard his neighbor's voice.

Tom komşusunun bahçesindeki ağacı gösterdi.

Tom pointed at the tree in his neighbor's yard.

Tom'un komşusunun çiçeklerini topladığını gördüm.

I saw Tom picking his neighbor's flowers.

Ali komşusunun getirdiği aşureyi yedi.

- Ali ate the Noah's Pudding his neighbor brought.
- Ali ate the Ashure his neighbor brought.

Tom neredeyse komşusunun yüzme havuzunda boğuluyordu.

Tom almost drowned in his neighbor's swimming pool.

Tom komşusunun ağacından elma çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing apples from his neighbor's tree.

Tom komşusunun evinin inşasına yardım etti.

Tom helped build his neighbor's house.

Tom sadece en yakın beş komşusunun adını biliyor.

Tom only knows the names of his five closest neighbors.

Justin Bieber komşusunun evine yumurta fırlattığı için soruşturma altında.

Justin Bieber is under investigation for throwing eggs at his neighbor's home.

Tom, komşusunun köpeğinin sürekli havlaması konusunda yetkililere şikayette bulundu.

Tom complained to the authorities about the constant barking of his neighbour's dog.

Tom komşusunun sahip olduğundan daha büyük bir eve sahip olmak istiyordu.

Tom wanted to have a bigger house than his neighbor.