Translation of "Ateşe" in English

Ateşe yaklaşma.

Don't go near the fire.

Ateşe bak.

Look at the fire.

Ateşe koştuk.

We ran to the fire.

Ateşe atın!

Kill it with fire!

Ateşe at.

Throw it into the fire.

Kulübe ateşe verildi.

The hut was set on fire.

Mektubu ateşe fırlattı.

He threw the letter into the fire.

Ben ateşe dokunamam.

I cannot touch fire.

Üşüyorsan ateşe yaklaş.

Come closer to the fire if you're cold.

Ateşe ihtiyacımız var.

We need fire.

Ateşe çok yaklaşma.

Don't come too close to the fire.

Çaydanlığı ateşe koy.

Put the kettle on the fire.

Perdeler ateşe dayanıklıdır.

The curtains are fireproof.

Kağıdı ateşe attım.

I threw the paper into the fire.

Kitabı ateşe attım.

I threw the book in the fire.

Kitabı ateşe fırlattı.

He threw the book in the fire.

Kitabı ateşe attı.

She threw the book in the fire.

Ateşe ne attın?

What did you throw into the fire?

Tom ateşe baktı.

- Tom tended to the fire.
- Tom looked at the fire.

O, evini ateşe verdi.

He set his house on fire.

Adam kendini ateşe verdi.

The man set himself on fire.

Ateşe ateşle karşılık vermeyin.

Don't fight fire with fire.

Bir şeyi ateşe vermiyorum.

I'm not setting anything on fire.

Tom çapraz ateşe yakalandı.

Tom was caught at the crossfire.

Tom kitabı ateşe attı.

Tom threw the book into the fire.

Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.

The protesters burnt down the synagogue.

Bu ev ateşe dayanıklı.

This house is fireproof.

Tom giysileri ateşe attı.

Tom threw the clothes in the fire.

Tom fotoğrafları ateşe attı.

Tom threw the photos in the fire.

Mary fotoğrafları ateşe attı.

Mary threw the photos in the fire.

Tom İncil'i ateşe attı.

Tom threw the Bible in the fire.

Mary İncil'i ateşe attı.

Mary threw the Bible in the fire.

Bu şeyleri ateşe atma!

Don't throw those things in the fire!

Askerler ahırı ateşe verdi.

The soldiers set fire to the barn.

Okul binasını ateşe verdi.

He set fire to the school building.

Ateşe o kadar yaklaşma!

Don't get that close to the fire.

Biri evi ateşe verdi.

- Someone set fire to the house.
- Somebody set fire to the house.

Ateşe çok yakın uyumayın.

Don't sleep too close to the fire.

Tom ateşe odun topladı.

Tom gathered wood for the fire.

Tom ateşe odun ekledi.

Tom added wood to the fire.

Tom evini ateşe verdi.

Tom set his house on fire.

Sami evini ateşe verdi.

Sami set his house on fire.

Kredi kartlarını ateşe attı.

She threw her credit cards into the fire.

Ateşe daha yakın oturalım.

Let's sit closer to the fire.

Sami ahırı ateşe verdi.

Sami set the barn on fire.

Sami, kiliseyi ateşe verdi.

Sami set the church on fire.

Sami kulübeyi ateşe verdi.

Sami set fire to the shed.

Yaşlı insan, ateşe doğru çömelir.

The elder Homo sapiens hobbles towards the fire.

Bir şeylerin ateşe verilmesi durunca

that at some point, when things stop being on fire,

Bu yüzden ateşe su dökülmez

So no water is poured into the fire

Ateşe ateşle karşılık vermek zorundayız.

We've got to fight fire with fire!

O, sadece ateşe yakıt ekler.

It only adds fuel to the fire.

Ateşe biraz daha odun koy.

Put some more wood on the fire.

O kili ateşe koyarak sertleştirdi.

He hardened clay by putting it into a fire.

Tom Mary'nin mektubunu ateşe attı.

Tom threw Mary's letter into the fire.

O bir çadırı ateşe verdi.

She set fire to a tent.

Ateşe bir kütük daha koy.

Put another log on the fire.

Dan yanlışlıkla perdeyi ateşe verdi.

Dan accidentally set fire to the curtain.

Tom yanlışlıkla perdeyi ateşe verdi.

Tom accidentally set fire to the curtain.

Tom karısının giysilerini ateşe attı.

Tom threw his wife's clothes in the fire.

Mary kocasının giysilerini ateşe attı.

Mary threw her husband's clothes in the fire.

Neden bu şeyleri ateşe atıyorsun?

Why are you throwing those things in the fire?

O, kendi evini ateşe verdi.

He set fire to his own house.

Tom Mary'nin kitabını ateşe fırlattı.

Tom threw Mary's book into the fire.

Tom Mary'nin evini ateşe verdi.

Tom set fire to Mary's house.

Tom ateşe bakarak sessizce oturdu.

Tom sat quietly staring at the fire.

Fadıl, Leyla'nın cesedini ateşe verdi.

Fadil set Layla's body on fire.

Leyla yanlışlıkla peruğunu ateşe verdi.

Layla accidentally set fire to her wig.

O, kredi kartlarını ateşe attı.

He threw his credit cards into the fire.

Sami, Leyla'nın cesedini ateşe verdi.

Sami set Layla's body on fire.

Bu elbise ateşe karşı dayanıklıdır.

This suit is fire-resistant.

Sami kulübeyi ateşe vermek istedi.

Sami wanted to set the shed on fire.

Ateşe bir odun daha attı.

He tossed another log on the fire.

Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.

Don't let anyone come near the fire.

O, evimizi ateşe vermekle tehdit etti.

She threatened to set our house on fire.

Protestocular çok sayıda arabayı ateşe verdi.

The protesters set many cars on fire.

- Tom ateşe baktı.
- Tom ateşle ilgilendi.

Tom tended to the fire.

Tom ateşe birkaç kütük daha koydu.

Tom put a few more logs on the fire.

Lütfen ateşe biraz daha odun koyunuz.

Please put some more wood on the fire.

Tom kız arkadaşının giysilerini ateşe attı.

Tom threw his girlfriend's clothes in the fire.

Mary erkek arkadaşının giysilerini ateşe attı.

Mary threw her boyfriend's clothes in the fire.

Tom kız arkadaşının fotoğraflarını ateşe attı.

Tom threw the photos of his girlfriend in the fire.

Mary erkek arkadaşının fotoğraflarını ateşe attı.

Mary threw the photos of her boyfriend in the fire.

"Neden kitapları ateşe atıyorsun?" "Çünkü üşüyorum."

"Why are you throwing books in the fire?" "Because I'm cold."

Tom ateşe bir kütük daha koydu.

Tom put another log on the fire.

Tom ateşe bir kütük daha attı.

Tom threw another log on the fire.

Tom ve Mary ateşe yakın oturdu.

- Tom and Mary sat close to the fire.
- Tom and Mary sat by the fire.

- Tom ateşe baktı.
- Tom yangına bakıyordu.

Tom looked at the fire.

Ateşe bir kütük daha atarsın, değil mi?

Throw another log on the fire, will you?

- Ateşe ateşle karşılık ver.
- Anlayacağı dilden konuş.

Fight fire with fire.