Translation of "Keşiş" in English

0.045 sec.

Examples of using "Keşiş" in a sentence and their english translations:

Tom bir keşiş.

- Tom is a hermit.
- Tom is a monk.

Keşiş dua ediyor.

The monk is praying.

- Sanırım keşiş olmak istiyorum.
- Keşiş olmak istediğimi düşünüyorum.

- I think I want to be a monk.
- I think that I want to be a monk.

Bir keşiş gibi yaşıyorum.

I've been living like a monk.

Tom bir keşiş değil.

Tom isn't a recluse.

Ben bir keşiş oldum.

I became a recluse.

Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.

The hermit lived in a wooden hut.

O bir keşiş gibi yaşıyor.

He lives like a monk.

Tom bir keşiş olmaktan bahsetti.

Tom talked about becoming a monk.

Tom bir keşiş gibi yaşıyor.

Tom lives like a hermit.

Tom bir keşiş, değil mi?

Tom is a monk, isn't he?

Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.

Another hermit crab creates a distraction.

Tavan arasında bir kahverengi keşiş örümceği var.

There's a brown recluse spider in the attic.

Ben aslında kimim: bir kelebek olduğunu düşleyen bir keşiş mi, yoksa bir keşiş olduğunu düşleyen bir kelebek mi?

Who am I actually: a monk dreaming he's a butterfly, or a butterfly dreaming it's a monk?

O dün geceki parti için bir keşiş gibi giyinmiş.

He dressed himself like a hermit for the party last night.

Rahibe mutfakta ot kaynatırken keşiş bir saattir dua ediyor.

The monk prays for an hour, while the nun boils the herb in the kitchen.

Manastır Mary'ye keşiş hayatının ona uyduğundan tamamen emin olup olmadığını sordu.

The abbess asked Mary if she was completely sure that the monastic life fit her.

- Tom bir keşiş olmaya karar verdi.
- Tom bir rahip olmaya karar verdi.

Tom decided to become a monk.