Translation of "Yaşıyordu" in Arabic

Fadıl burada yaşıyordu.

- كان فاضل يقطن هنا.
- كان فاضل يعيش هنا.
- كان فاضل يسكن هنا.

Leyla, Kahire'de yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش في القاهرة.

Ailem bir kulübede yaşıyordu.

كانت أسرتي تعيش في كوخ.

Sami bir çöküş yaşıyordu.

كان سامي يعاني من انهيار عصبي.

Leyla, Kahire'nin kuzeyinde yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش شمال القاهرة.

Leyla sadece hayatını yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش حياتها فقط.

- Sami ikili bir hayat yaşıyordu.
- Sami ikiyüzlü bir hayat yaşıyordu.

كان سامي يعيش حياة مزدوجة.

- Sami güvenlikli bir sitede yaşıyordu.
- Sami kapalı bir sitede yaşıyordu.

- كان سامي يعيش في مجمّع مسوّر.
- كان سامي يعيش في مجمّع مسيّج.

- Sami bu uykulu kasabanın eteklerinde yaşıyordu.
- Sami bu hareketsiz kasabanın dışında yaşıyordu.

كان سامي يعيش في ضواحي هذه البلدة الهادئة.

Fadıl, Leyla ile aynı mahallede yaşıyordu.

- كان فاضل يقطن في الحيّ الذي تقطن فيه ليلى.
- كان فاضل و ليلى يقطنان في نفس الحي.

Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.

كان فاضل يقطن في حيّ سكني بالقرب من القاهرة.

Sami çok zor bir hayat yaşıyordu.

كان سامي يعيش حياة صعبة للغاية.

Sami, Kahire'de gösterişli bir konakta yaşıyordu.

كان سامي يعيش في قصر فخم بالقاهرة.

Sami, Bekir Caddesi'ndeki bir evde yaşıyordu.

كان سامي يقطن في منزل يقع في شارع باكر.

Vakaların neredeyse tümünde hastalar depremin merkezinde yaşıyordu.

تقريباً في كل حالة، كان المرضى يعيشون بالقرب من مركز الزلزال.

Leyla üst orta sınıf bir semtte yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش في حيّ للطّبقة الرّاقية المتوسّطة

Sami evli bir kadınla bir ilişki yaşıyordu.

- كانت لسامي علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوِّجة.
- أقام سامي علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوِّجة.
- كان سامي في علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوّجة.

Tango küçük bir köyde küçük bir çocukla yaşıyordu.

عاش تانغو مع صبي صغير في قرية صغيرة.

- Fadıl, Sadık caddesinde yaşıyordu.
- Fadıl, Sadık caddesinde oturuyordu.

كان فاضل يقطن بـشارع صادق.

Leyla herkesin aile yetiştirmek istediği bir mahallede yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش في حيّ أين يودّ أيّ شخص أن ينشئ أسرة.

Sami bu küçük evde anne ve babasıyla birlikte yaşıyordu.

كان منّاد يقطن مع والديه في هذا المنزل الصّغير.

- Leyla bir yerleşim alanında yaşıyordu.
- Leyla bir yerleşim bölgesinde oturuyordu.

كانت ليلى تقطن في حيّ سكني.

Sami hem uyuşturucu hem de alkol konusunda bir sorun yaşıyordu.

كان لدى سامي مشكل مع المخدّرات و الكحول.

- Sami alkol ile ilgili bir sorun yaşıyordu.
- Sami'nin alkolle bir sorunu vardı.

كان لدى سامي مشكل إدمان على الكحول.