Translation of "Kafam" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kafam" in a sentence and their english translations:

Kafam güzelleşiyor.

I'm getting high.

Kafam karıştı.

I'm feeling confused.

Kafam karışmıştı.

- I was taken aback.
- I felt confused.
- I was puzzled.

Kafam zonkluyor.

My head is throbbing.

- Kafam karıştı.
- Kafam allak bullak oldu.

I'm stumped.

Kafam karışmış değil.

- I'm confused.
- I'm baffled.
- I'm not confused.

Benim kafam karıştı.

- I'm confused.
- I am confused.
- I'm stumped.
- I'm flustered.
- I'm disorientated.

Gerçekten kafam karıştı.

I'm really confused.

Biraz kafam karıştı.

I'm a bit confused.

Şimdi kafam karıştı.

I'm confused now.

Kafam çok karışık.

I'm so confused.

Kafam biraz ağrıyor.

My head does hurt a little.

Kafam bom boş.

My mind is a blank.

Kafam biraz karıştı.

I'm intrigued.

Tamamen kafam karışıktı.

I was totally confused.

Gerçekten kafam karışmıştı.

I was truly perplexed.

Kafam tamamen karıştı.

- I am totally confused.
- I'm totally confused.

Tamamen kafam karıştı.

I'm all confused.

Önce kafam karıştı.

I was confused at first.

Kafam çok karışıktı.

I was so confused.

Başta kafam karıştı

First I was just confused.

Sadece kafam karışmıştı.

I was just confused.

Kafam karışık hissediyordum.

I was feeling woozy.

Benim de kafam karıştı!

- I'm too confused!
- I am too confused!

Sadece biraz kafam karışık.

I'm just a little confused.

Benim hâlâ kafam karışık.

I'm still confused.

Umutsuzum ve kafam karışık.

I'm desperate and confused.

Âşığım ve kafam karışık.

- I'm in love and I'm confused.
- I am in love and I am confused.

Benim gerçekten kafam karışmıştı.

I was really confused.

Benim iyice kafam karışmıştı.

I was thoroughly confused.

Duygularım hakkında kafam karışık.

I'm confused about my feelings.

Benim tamamen kafam karıştı.

I'm completely confused.

Şimdi gerçekten kafam karıştı.

Now I'm really confused.

Korkutuldum ve kafam karıştı.

I was frightened and confused.

Benim biraz kafam karışmıştı.

I was somewhat confused.

- Başım dönüyor.
- Kafam dönüyor.

My head is spinning around.

- Benim de senin kadar kafam karıştı.
- Senin kadar kafam karışmış durumdayım.

- I'm just as confused as you are.
- I am just as confused as you are.

Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.

It took a load off my mind when our team won the championship.

Onun yüzündeki ifadeden kafam karıştı.

- I was confused with her expression.
- I was confused by her expression.
- I was confused by the expression on her face.

Onun ifadesi tarafından kafam karıştı.

I was confused by her expression.

Onun sorularıyla kafam çok karıştı.

- I was very confused by his questions.
- I was awfully confused by his question.

Öyle görünüyor ki kafam karıştı.

- Looks like I messed up.
- It looks like I messed up.

Kafam sizin için sözlerle dolu.

My head is full of words for you.

Önce bu konuda kafam karıştı.

I was confused about that at first.

Şimdi kafam daha da karışık.

Now I'm even more confused.

Bence Tom kafam karışık olacak.

- I think Tom will be confused.
- I think that Tom will be confused.

Onun sorusuyla kafam son derece karıştı.

- I was very confused by his questions.
- I was terribly confused by his question.
- I was awfully confused by his question.

Kafam karıştı. Ben şimdi ne yapıyorum?

I'm confused. What do I do now?

Kafam şu an başka şeylerle dolu.

My head is full of other things right now.

Yarın onun hakkında konuşabilir miyiz? Kafam patlayacak.

Can we talk about that tomorrow? My head's going to explode.

Şimdi benim inanç konusunda gerçekten kafam karıştı.

I'm really confused about my faith right now.

- Tom'la aram iyi değildi.
- Tom'la kafam uyuşmadı.

I didn't get along with Tom.

Yanlış anlama, ama kafam gerçekten çok dolu.

Don't misunderstand me, but my mind is really occupied.

- Tamamen kafam karıştı.
- Ben karman çormanım.
- Aklım karmakarışık.

- I am all mixed up.
- I'm all mixed up.

- Üzgünüm, dalmışım.
- Kusura bakma, kafam başka bir yerdeydi.

Sorry, my mind was elsewhere.

- Ben hâlâ biraz sarhoşum.
- Hâlâ kafam biraz karışık.

I'm still a little woozy.

Yüksek morfinden kafam iyi halde daha sonra ne olacağını düşünüyordum.

high on morphine, I was trying to make sense of what was going on.

- Kafam bugün iyi çalışmıyor anlaşılan.
- Bugün aklım iyi çalışıyor gibi görünmüyor.

My brain doesn't seem to be working well today.

Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.

In the sunlight my head started to spin, and I lay down to have a rest on the grass.