Translation of "Karışmıştı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Karışmıştı" in a sentence and their english translations:

Kafam karışmıştı.

- I was taken aback.
- I felt confused.
- I was puzzled.

Gerçekten kafam karışmıştı.

I was truly perplexed.

O belaya karışmıştı.

He was involved in the trouble.

Sadece kafam karışmıştı.

I was just confused.

Benim gerçekten kafam karışmıştı.

I was really confused.

Benim iyice kafam karışmıştı.

I was thoroughly confused.

O bir skandala karışmıştı.

He was involved in a scandal.

Saddam Hüseyin kayıplara karışmıştı.

Saddam Hussein had disappeared into hiding.

Benim biraz kafam karışmıştı.

I was somewhat confused.

- Tom şaşırmıştı.
- Tom kafası karışmıştı.

- Tom was confused.
- Tom was perplexed.
- Tom was baffled.
- Tom was puzzled.
- Tom was bewildered.
- Tom was mystified.

Tom korkmuştu ve kafası karışmıştı.

Tom is frightened and confused.

Tom sersemlemiş ve kafası karışmıştı.

Tom was dazed and confused.

Beklenmedik soru karşısında kafası karışmıştı.

He was confused by the abrupt question.

Onun onun kadar kafası karışmıştı.

He was just as confused as she was.

Tom kötü bir kazaya karışmıştı.

Tom was involved in a bad accident.

Sami, Leyla'nın ortadan kaybolmasına karışmıştı.

Sami was involved in Layla's disappearance.

Tom'un olduğu otobüs kazaya karışmıştı.

- The bus that Tom was on was involved in an accident.
- The bus Tom was on was involved in an accident.

Tom şaşırmıştı ve biraz kafası karışmıştı.

Tom was surprised and a little confused.

Sami'nin, Leyla'nın düzensiz davranışları nedeniyle kafası karışmıştı.

Sami was confused by Layla's erratic behavior.

Sami bir şekilde Leyla'nın ortadan kaybolmasına karışmıştı.

Sami was somehow involved in Layla's disappearance.

Dan Lind'yı başka bir adamla gördüğünde tamamen kafası karışmıştı.

Dan was completely confused when he saw Linda with another man.

Bu sorunla en son karşılaştığımız zaman işler çok karışmıştı.

The last time we had this problem, things got very messy.