Translation of "Karıştı" in English

0.012 sec.

Examples of using "Karıştı" in a sentence and their english translations:

Hatlar karıştı.

The lines are crossed.

Kafam karıştı.

I'm feeling confused.

İşler karıştı.

Things got messy.

... yolsuzluk davasına karıştı

corruption cases.

Mary konuşmamıza karıştı.

Mary broke in on our conversation.

Tom'un kafası karıştı.

Tom was confused.

Benim kafam karıştı.

- I'm confused.
- I am confused.
- I'm stumped.
- I'm flustered.
- I'm disorientated.

Gerçekten kafam karıştı.

I'm really confused.

Biraz kafam karıştı.

I'm a bit confused.

Şimdi kafam karıştı.

I'm confused now.

Mary'nin kafası karıştı.

Mary's confused.

Kafam biraz karıştı.

I'm intrigued.

Arkadaşım kayıplara karıştı.

My friend vanished into thin air.

İşler çok karıştı.

Things got very complicated.

Kafam tamamen karıştı.

- I am totally confused.
- I'm totally confused.

Tom karıştı mı?

Was Tom involved?

Tamamen kafam karıştı.

I'm all confused.

Önce kafam karıştı.

I was confused at first.

Hırsız kayıplara karıştı.

The thief vanished.

Başta kafam karıştı

First I was just confused.

Tom kayıplara karıştı.

Tom disappeared into thin air.

Leyla cinayete karıştı.

Layla was involved in the murder.

Sami kavgaya karıştı.

Sami was involved in the altercation.

Kafan mı karıştı?

Are you confused?

- Bu oyuna hile karıştı.
- Bu maça şike karıştı.

This game got rigged.

Amerika'da işler hayli karıştı

Things are very complicated in America

Bir trafik kazasına karıştı.

- He met with a traffic accident.
- He was in a traffic accident.
- He had a traffic accident.
- He was involved in a traffic accident.

Tom bir kazaya karıştı.

Tom was in an accident.

Onların kafaları çok karıştı.

They were very confused.

Benim de kafam karıştı!

- I'm too confused!
- I am too confused!

Başlangıçta Tom'un kafası karıştı.

Tom was confused at first.

Tom biraz kafası karıştı.

Tom is a little confused.

Siyah ceketi karanlığa karıştı.

His black coat blended into the darkness.

Bizim de kafamız karıştı.

We were confused as well.

İşler inanılmaz derecede karıştı.

Things got incredibly complicated.

Şimdi kafan mı karıştı?

Are you confused now?

Bizim bile kafamız karıştı.

Even we ourselves were confused.

Konserde herkes kavgaya karıştı!

Everybody row in concert!

Benim tamamen kafam karıştı.

I'm completely confused.

Şimdi gerçekten kafam karıştı.

Now I'm really confused.

Korkutuldum ve kafam karıştı.

I was frightened and confused.

Genç askerin kafası karıştı.

The young soldier was confused.

Tom buna nasıl karıştı?

How did Tom get involved in this?

Tom bir kavgaya karıştı.

Tom got involved in the brawl.

Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı.

- Fadil was involved in the drug trade.
- Fadil got involved in drug trade.

Sami, Leyla'nın cinayetine karıştı.

Sami was involved in Layla's murder.

Tom bir skandala karıştı.

Tom became embroiled in a scandal.

Onun yüzündeki ifadeden kafam karıştı.

- I was confused with her expression.
- I was confused by her expression.
- I was confused by the expression on her face.

Ölü adam bir kavgaya karıştı.

The dead man was involved in a fight.

Tom yumruklu bir kavgaya karıştı.

Tom was involved in a fistfight.

Onun ifadesi tarafından kafam karıştı.

I was confused by her expression.

Onun sorularıyla kafam çok karıştı.

- I was very confused by his questions.
- I was awfully confused by his question.

Dick bir trafik kazasına karıştı.

- Dick had a traffic accident.
- Dick was in a traffic accident.

Tom ufak bir kazaya karıştı.

Tom was involved in a minor accident.

Öyle görünüyor ki kafam karıştı.

- Looks like I messed up.
- It looks like I messed up.

Tekrar kafan karıştı, değil mi?

You're confused again, aren't you?

Tom korkunç bir kazaya karıştı.

Tom was in a terrible accident.

Kazaya kaç tane araba karıştı?

How many cars were involved in the accident?

Önce bu konuda kafam karıştı.

I was confused about that at first.

Tom bir kavgaya nasıl karıştı?

How did Tom get into a fight?

Yağmur nedeniyle planlarım tamamen karıştı.

Due to the rain, my plans were completely mixed up.

O, bir cinayet olayına karıştı.

He was involved in a murder case.

Tom Mary'nin sorusuyla kafası karıştı.

Tom was confused by Mary's question.

- Herkesin kafası karıştı.
- Herkes şaşkındı.

Everybody was confused.

Fadıl bu korkunç suça karıştı.

Fadil got involved in this horrific crime.

Tom kötü bir kazaya karıştı.

Tom has been involved in a bad accident.

Tom'un adı bir skandala karıştı.

Tom was embroiled in a scandal.

- Amcam trafik kazasına karıştı.
- Dayım trafik kazasına karıştı.
- Amcam trafik kazası geçirdi.

My uncle was involved in the traffic accident.

Ken'in sorusuyla Bay Hashimoto'nun kafası karıştı.

Mr Hashimoto was confused by Ken's question.

Birçok şey oldu ve programım karıştı.

A lot of things happened and my schedule was messed up.

O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.

That country intervened in the internal affairs of our nation.

Onun sorusuyla kafam son derece karıştı.

- I was very confused by his questions.
- I was terribly confused by his question.
- I was awfully confused by his question.

Bay Hashimoto'nun Ken'in sorusundan kafası karıştı.

Mr Hashimoto was puzzled by Ken's question.

Tom bugün okulda bir kavgaya karıştı.

Tom got into a fight at school today.

- Tom'un kafası karıştı.
- Tom'un kafası karışık.

- Tom is confused.
- Tom's confused.

Bay Hashimoto'nun Ken'in sorusuyla kafası karıştı.

Mr. Hashimoto was confused by Ken's question.

Tom birkaç gün önce kayıplara karıştı.

Tom went missing several days ago.

Kafam karıştı. Ben şimdi ne yapıyorum?

I'm confused. What do I do now?

Tom, ne olduğu hakkında kafası karıştı.

Tom is confused about what just happened.

Tom hiç karışmaması gereken insanlara karıştı.

Tom got involved with people he should never have gotten involved with.

Tom ve Mary bir kavgaya karıştı.

Tom and Mary got into a fight.

Fadıl o tecavüz ve cinayetlere karıştı.

Fadil was involved in those rapes and murders.

- Kafam karıştı.
- Kafam allak bullak oldu.

I'm stumped.

Tom dün gece bir kavgaya karıştı.

Tom was in a fight last night.

Sami potansiyel olarak Leyla'nın ölümüne karıştı.

Sami was potentially involved in Layla's death.