Translation of "Karışmış" in English

0.009 sec.

Examples of using "Karışmış" in a sentence and their english translations:

Kafan karışmış.

- You're confused.
- You are confused.

Kafam karışmış değil.

- I'm confused.
- I'm baffled.
- I'm not confused.

Kafası karışmış görünüyor.

She looks confused.

Tom'un kafası karışmış.

- Tom's distracted.
- Tom is distracted.

Kimin kafası karışmış?

- Who is confused?
- Who's confused?

Biz karışmış değiliz.

We're not involved.

Kafan karışmış görünüyorsun.

You seem confused.

Kafası karışmış görünüyorsun.

- You sound confused.
- You're mixing things up.
- You're conflating things.
- You're getting something mixed up.

Zaten aklım karışmış.

I'm already confused.

Kafan karışmış olmalı.

You must be confused.

Buna karışmış olmamalıyız.

We shouldn't be involved in this.

Aklı karışmış hissediyorum.

I'm feeling woozy.

Kafası karışmış görünüyordu.

He appeared confused.

Tom kafası karışmış görünüyor.

- Tom looks confused.
- Tom looks disoriented.

Tom'un tamamen kafası karışmış.

Tom is utterly disorientated.

Tom kafası karışmış görünüyordu.

- Tom looked confused.
- Tom seemed to be confused.

Tom'un şimdi kafası karışmış.

Tom is confused now.

Ben buna karışmış olamam.

I can't be involved in this.

Çocuklar kafası karışmış görünüyor.

The kids look confused.

Biraz aklı karışmış hissediyorum.

I feel a little woozy.

Sanırım Tom'un kafası karışmış.

- I think Tom is confused.
- I think that Tom is confused.

Tom aklı karışmış görünüyor.

Tom looks perplexed.

Şüphesiz aklın karışmış, Tom.

You're no doubt confused, Tom.

Tom'un kafası karışmış olmalı.

- Tom must've been confused.
- Tom must have been confused.

Tom'un gerçekten kafası karışmış.

Tom is really confused.

Tom karışmış olabilir mi?

Could Tom be involved?

Dan'ın kafası karışmış olmalı.

Dan must have been confused.

Tom soyguna karışmış olabilir.

- Tom might've been involved in the robbery.
- Tom may have been involved in the robbery.

Leyla soyguna karışmış olabilir.

Layla may have been involved in the robbery.

Tom kafası karışmış olabilir.

- Tom may be confused.
- Tom might be confused.

Tom'un kafası karışmış olabilir.

- Tom could've been confused.
- Tom could have been confused.

Kafası karışmış gibi görünüyorsun.

You looked like you were confused.

Tom'un kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed confused.

Kafan karışmış, değil mi?

You're confused, aren't you?

Burada biraz izler karışmış sanki

as if some traces are mixed here

Tom biraz kafası karışmış görünüyor.

Tom seems to be a tad confused.

Tom bütünüyle kafası karışmış görünüyor.

Tom seems totally confused.

Tom hafifçe kafası karışmış görünüyor.

Tom looks slightly puzzled.

Tom kafası karışmış gibi görünüyor.

Tom became confused.

Galiba senin biraz aklın karışmış.

I think you're a little confused.

Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom might be involved in what happened.
- I think that Tom might be involved in what happened.

Tom, bugün olanlara karışmış mıydı?

Was Tom involved in what happened today?

Tom'un ne hakkında kafası karışmış?

What was Tom confused about?

Tom biraz kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed a little confused.

Herkes kafası karışmış gibi görünüyor.

Everybody seems to be confused.

Tom'un gerçekten kafası karışmış görünüyor.

Tom seems genuinely confused.

Tom gerçekten kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed really confused.

Tom'un kafası karışmış ve korkmuş.

Tom is confused and scared.

Tom'un muhtemelen kafası karışmış olacak.

Tom will probably be confused.

Tom'un muhtemelen kafası karışmış olabilir.

Tom is likely to be confused.

Tom muhtemelen kafası karışmış olacak.

Tom will likely be confused.

Tom kafası karışmış göründüğümü söyledi.

- Tom said I looked perplexed.
- Tom said that I looked perplexed.

Sen çok kafası karışmış görünüyorsun.

You look very confused.

Tom kafası karışmış olduğunu söyledi.

- Tom said he's confused.
- Tom said that he's confused.

Tom tamamen kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed to be totally confused.

Tom kafası karışmış gibi görünüyordu.

Tom looked like he was confused.

Tom çok kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed to be very confused.

Tom kafası karışmış gibi görünmüyordu.

- Tom didn't seem to be confused.
- Tom didn't seem confused.

Tom'un kafası karışmış olduğundan şüphelendim.

- I suspected Tom was confused.
- I suspected that Tom was confused.

Tom kafası karışmış görünüyor muydu?

Did Tom look confused?

Tom hâlâ kafası karışmış görünüyor.

Tom still seems confused.

Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.

The sky seemed to blend with the sea.

Tom biraz aklı karışmış gibi görünüyordu.

- Tom seemed a little disoriented.
- Tom seemed a bit disoriented.

Tom'un bir şey tarafından aklı karışmış.

Tom is perplexed by something.

Tom'un karışmış olup olmadığını biliyor musun?

Do you know if Tom was involved?

Tom tamamen aklı karışmış gibi görünüyor.

Tom seems to be totally confused.

O cinayet davasına karışmış gibi görünüyor.

She seems to be involved in that murder case.

Tom bana kafası karışmış olduğunu söyledi.

- Tom told me that he's puzzled.
- Tom told me he's puzzled.

Tom sersemlemiş ve kafası karışmış görünüyordu.

Tom seemed dazed and confused.

Tom kafası karışmış ve üzgün görünüyordu.

Tom seemed confused and upset.

Tom kafası biraz karışmış gibi görünüyor.

It looks like Tom is intrigued.

Tom Mary'nin kafası karışmış olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was intrigued.

Tom'un göründüğü kadar kafası karışmış görünmüyorsun.

You don't seem to be as confused as Tom seems to be.

Sami sersemlemiş ve kafası karışmış görünüyordu.

Sami appeared dazed and confused.

Tom ve Mary kafaları karışmış görünüyor.

Tom and Mary seem confused.

Tom hâlâ kafası karışmış görünüyor mu?

Does Tom still seem confused?

Tom'un biraz kafası karışmış, değil mi?

Tom is a bit confused, isn't he?

Amerika'da işler artık daha da karışmış durumda

Things are more complicated in America now

- Tom kafası karışmış görünüyor.
- Tom şaşırmış görünüyordu.

Tom seemed taken aback.

- Tom çok şaşkın.
- Tom'un çok kafası karışmış.

Tom is very confused.

- O korkudan altına etmiş.
- Ödü bokuna karışmış.

He's scared shitless.

Tom, muhtemelen Mary'nin kafasının karışmış olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was likely to be confused.
- Tom said that Mary was likely to be confused.

Tom, Mary'nin gerçekten kafası karışmış göründüğünü söyledi.

Tom said that Mary looked really confused.

Tom, Mary'nin çok kafası karışmış göründüğünü söyledi.

Tom said that Mary looked very confused.

Tom hâlâ kafası karışmış gibi görünüyor mu?

Does Tom still look confused?