Translation of "Din" in English

0.008 sec.

Examples of using "Din" in a sentence and their english translations:

Din ve din adamlarına saygı duyulacak. "

Religion and clergy will be respected.”

- Din kitlelerin afyonudur.
- Din insanların afyonudur.

- Religion is the opium of the people.
- Religion is the opiate of the masses.

Din insanların afyonudur.

Religion is the opium of the people.

Din kitlelerin afyonudur.

Religion is the opiate of the masses.

Din bir yalandır.

Religion is a lie.

Din hakkında konuşmayalım.

Let's not talk about religion.

Din özgürlüğünü destekliyorum.

I support religious freedom.

- Din, Leyla'nın ikinci adıydı.
- Din, Leyla'nın göbek adıydı.

Religion was Layla's middle name.

Din hakkında konuşmak istiyorlar.

They want to talk about religion.

Din özgürlüğü için savaşıyorlar.

They fought for freedom of religion.

Din sıradan insanların metafiziğidir.

Religion is the metaphysics of the common people.

Her din cinayeti yasaklar.

Every religion prohibits murder.

Benimle din hakkında konuşma.

Don't talk to me about religion.

Bilim bir din değildir.

Science is not a religion.

Din ile ilişkiniz nedir?

What is your relationship with religion?

Allah indinde din İslam'dır.

Islam is the religion of God.

Tom bir din adamıdır.

Tom is a religious zealot.

din tüccarlarının elinde oyuncak olması

religious merchants having toys in their hands

Din hakkında hiç fikri yok.

She has no opinion about religion.

Onlar din özgürlüğü için savaştılar.

They fought for freedom of religion.

Sen din değiştirmeyi vaaz ediyorsun.

You're preaching to the converted.

Orta Çağda din çok önemliydi.

Religion was very important in the Middle Ages.

Biz din hakkında hiç konuşmadık.

We never talked about religion.

O, din hakkında çok fanatikti.

She was very fanatical about religion.

Bu ülkede din özgürlüğü yok.

There's no freedom of religion in this country.

Tom bir din adamı değildi.

Tom wasn't a religious man.

Tom pek çok din okudu.

Tom has studied many religions.

Ağalık sistemi başlık parası din tüccarları

the religious system merchant money

Futbol bu ülkede bir din gibidir.

Football is like a religion in this country.

Gerçekten , Allah İndinde tek din islamdır.

Indeed, the religion in the sight of Allah is Islam.

Din tarafından etkilenmediğinde insan yeterince kibar.

Man is kind enough when he is not excited by religion.

Din ve felsefe arasındaki fark nedir?

What's the difference between religion and philosophy?

Amerika'da birçok din var, mormonluk dahil.

There are many religions in America, including Mormonism.

Bazen en dindarlar din değiştiren kimselerdir.

Sometimes it's the converts who are the most devout.

- Din özgürlüğünü destekliyorum.
- Dinsel özgürlüğü destekliyorum.

I support religious freedom.

Ben asla bir din taraftarı olmadım.

I have never been a fan of religion.

Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez

Unlike others, it does not appear to be non-religious

Din, Orta Çağ'da önemli bir rol oynamıştır.

Religion played an important role during the Middle Ages.

Dinsiz bilim topal, bilimsiz din ise kördür.

Science without religion is lame, religion without science is blind.

ABD'de din özgürlüğü Haklar Bildirisinin teminatlarından biridir.

In the U.S., freedom of religion is one of the guarantees of the Bill of Rights.

Din, bütün bölgede özgürlük ve adalet arayışıdır.

Religion is freedom and justice being sought in the entire region.

Din hakkındaki tartışmalar sık sık çok çekişmeli.

Discussions about religion are very often contentious.

Japonlar din konusunda o kadar özel değiller.

Japanese are not so particular about religion.

Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

The religious man remained kneeling for hours.

Sami İslam'ı harika bir din olarak gördü.

Sami found Islam an amazing religion.

Dua veya sureler okumak din dışı olarak görülür

reading prayers or suras is seen as irreligious

Organ bağışına izin vermeyen hiç din var mı?

Are there any religions that don't permit organ donation?

Bilim birçok şeyi açıklar ama din asla açıklayamazdı.

Science explains many things that religion never could explain.

Bazı insanlar, bilim, din ve sihir üçlüsüne inanırlar.

Some people believe in the trio of science, religion, and magic.

Din ve siyasetle ilgili tartışmadan kaçınsan iyi olur.

You'd better avoid discussion of religion and politics.

Din, insan zayıflığının veya insan bilgisinin sınırlılığının sonucudur.

Religion is the outcome of human weakness or the limitation of human knowledge.

Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?

Is Buddhism a religion or a philosophy?

Siyaset ve din hakkında benim kendi görüşlerim var.

I have my own opinions concerning politics and religion.

Din ve bilim arasında büyük bir anlaşmazlık vardır.

There is a great conflict between religion and science.

Bu gerçek bir din değil. Bu bir tarikat.

It's not a genuine religion. It's a cult.

Din pek çok insan için tartışmalı bir konudur.

Religion is a contentious topic for many people.

İslam'ı öğretemiyoruz çünkü din eğitimi verecek öğretmenimiz yok.

We can't teach Islam because we don't have a religious education teacher.

Bazı durumlarda din birçok Afrikalıyı aşırı uç seviyeye sürükler:

In some cases, religion drives many Africans to extraordinary length:

Yarım-doktor seni ve yarım-din alimi inancını öldürür.

A half-doctor kills you and a half-religious scholar kills your belief.

Yüz tane versiyonu olsa bile tek bir din vardır.

There is only one religion, though there are a hundred versions of it.

Bu iki din arasındaki çok farklı bir düşünme tarzı.

It is very different the way of thinking between the two religions.

Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece.

The question of free will is a prickly conundrum to religion.

Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır.

Full religious freedom is assured to all people.

İslam yalnızca bir din değildir. O bir yaşam biçimidir.

Islam is not only a religion. It's a way of life.

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

Fadil found that in Islam, religion and advanced science can go hand in hand.

Suudi Arabistan'da din ve kökten dincilik her şeyden daha önemli.

In Saudi Arabia, religion and fundamentalism are more important than anything else.

Alman filozof ve ekonomist Karl Marx şunu söyledi: Din halkın afyonudur.

Karl Marx, a German philosopher and economist, said: Religion is the opium of the people.

Sultan Saif ad-Din Qutuz'u ve generallerini tüm dikkatleriyle dinlediğinin farkında değillerdi.

four Mongol envoys had the full attention of Sultan Saif al-din Qutuz and his generals.

Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.

If religion were synonymous with morality, Brazil would be the most uncorrupted country in the world.

Başlangıç için Kudüsü ziyaret ettim-üç büyük din için kutsal bir yer.

For a start, I visited Jerusalem - a sacred place for three major religions.

Din hala kullanımda olan çeşitli takvimleri yaratmada çok önemli bir rol oynamıştır.

Religion played a very important role in creating the various calendars still in use.

Hristiyanlık Ermenistan'a birinci yüzyılın başında geldi ve 301 yılında resmi din oldu.

Christianity came to Armenia at the beginning of the first century and became an official religion in the year 301.

din, sosyal ve insan hakları konularında hala kınanması gereken pek çok konu var.

elements when it comes to its religious, social or human rights issues.

Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.

Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

Everyone has the right to freedom of thought, conscience and religion; this right includes freedom to change his religion or belief, and freedom, either alone or in community with others and in public or private, to manifest his religion or belief in teaching, practice, worship and observance.

- Üç ana tek tanrılı din, İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlıktır.
- İslam, Musevilik ve Hristiyanlık üç büyük tek tanrılı dindir.

The three main monotheistic religions are Islam, Judaism and Christianity.

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.

The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.

"Simya" kelimesi günümüz Japonya'sında, inandıkları hiçbir ahlâk değeri olmayan siyasetçilerin veya din madrabazlarının gayr-ı ahlâki yollardan para kazanmalarını ifade etmek sadedinde münhasıran mecazi manasıyla kullanılır.

In present day Japan, "alchemy" is only used metaphorically; to refer to improper means of making money by politicians or religious hucksters with no morals or shame.

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

Education shall be directed to the full development of the human personality and to the strengthening of respect for human rights and fundamental freedoms. It shall promote understanding, tolerance and friendship among all nations, racial or religious groups, and shall further the activities of the United Nations for the maintenance of peace.