Translation of "Işlerine" in English

0.004 sec.

Examples of using "Işlerine" in a sentence and their english translations:

- Başkalarının işlerine karışmayın.
- Başkalarının işlerine burnunu sokma.

Don't pry into the affairs of others.

- Tom'un işlerine karışmayın.
- Tom'un işlerine burnunuzu sokmayın.

Don't meddle in Tom's affairs.

Başkalarının işlerine karışmayın.

Don't interfere in others' affairs.

Evrak işlerine başlayacağım.

I'll start the paperwork.

Kendi işlerine bak.

- Mind your own business.
- This is none of your business.

Onun işlerine karışmayın.

Don't meddle in his affairs.

Başkalarının işlerine burnunu sokma.

- Don't pry into the affairs of others.
- Don't stick your nose into other people's business.

Diğer insanların işlerine karışmayın.

- Don't interfere in other people's affairs.
- Don't pry into the affairs of others.

İşlerine karışmaya niyetim yok.

I have no intention of meddling in your affairs.

Neden kendi işlerine bakmıyorsun?

Why don't you tend to your own affairs?

Onlar işlerine devam etsinler.

Let them keep their jobs.

Kazançlar hayır işlerine gidiyor.

Proceeds go to charity.

İşlerine burnumu sokmaya niyetim yok.

I don't mean to poke my nose into your affairs.

O, akademik işlerine konsantre olamaz.

He is unable to concentrate on his academic work.

Öldüğün zaman, senin işlerine ben bakacağım.

I'll look after your affairs when you are dead.

O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.

That country intervened in the internal affairs of our nation.

- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.

- Don't stick your nose where it doesn't belong.
- Don't stick your nose into other people's business.

O bugünlerde tamamen tenis işlerine daldı.

Nowadays she is lost in tennis.

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.

You have no right to interfere in other people's affairs.

Tom mutfak işlerine hiç yardım etmez.

Tom never helps in the kitchen.

- Kendi işlerine bak.
- Sen kendi işine bak.

Tend to your own affairs.

Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.

Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.

Tom getir götür işlerine bakan bir çocuk.

Tom is an errand boy.

Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.

They should not intervene in the internal affairs of another country.

Onlar başka bir devletin iç işlerine karışmamalıdır.

They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.

Ev işlerine yardım etmek zorunda olmamayı isterdi.

He wishes he didn't have to help with the housework.

- Başka insanların işine karışmamalısın.
- Başka insanların işlerine karışmamalısınız.

You shouldn't interfere in other people's business.

Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.

I don't have any intention of meddling into your affairs.

Bu fırın şehirdeki en iyi hamur işlerine sahip.

This bakery has the best pastries in town.

Takip eden kanlı savaşta, Davout'un birlikleri, Fléches toprak işlerine önden saldırıyı yönetti.

In the bloody battle that followed, Davout’s corps  led the frontal attack on the Fléches earthworks.

Rusya, Avrupa Birliği ve ABD; birbirlerini Ukrayna'nın iç işlerine müdahale etmekle suçluyorlar.

Russia, the European Union and the U.S. are accusing each other of interference in Ukraine's domestic affairs.

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

Amid the slaughter of Borodino, Ney led his corps in attack after attack on the Russian

- Evrak işleriyle uğraşmak için onun aldığı zamanı azaltmak istiyorum.
- Evrak işlerine harcanan zamanı azaltmak istiyorum.

I want to reduce the time it takes to deal with the paperwork.