Translation of "Hoşlanmadığın" in English

Benden hoşlanmadığın izlenimini edindim.

I got the impression you didn't like me.

Çok fazla hoşlandığın hoşlanmadığın şeyler var.

You have too many likes and dislikes.

Sana davranılmasından hoşlanmadığın şekilde insanlara davranma.

Don't treat people the way you wouldn't like to be treated.

Tom yapmaktan hoşlanmadığın neyi yapmaktan hoşlanıyor.

What does Tom like to do that you don't like to do?

Yemekten hoşlanmadığın herhangi bir şey var mı?

Is there anything you don't like to eat?

Bir çocuk olarak hoşlanmadığın şimdi sevdiğin yiyecekler var mı?

- Are there any foods you didn't like as a kid that you like now?
- Are there any foods you didn't like as a child that you like now?

Sarhoş senin hoşlanmadığın biridir ve o senin kadar çok içer.

A drunkard is somebody you don't like and who drinks as much as you do.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

You say that you're afraid of being disliked by other people, but you have some people that you dislike yourself, don't you? Arithmetically speaking, there are an equal number of people who you don't like that don't like you back. I'm not saying that if you end your dislike of someone, someone else will stop disliking you as well; it's just that you can't change the fact that if you dislike someone, then someone else dislikes you as well. Your life will go much smoother if you just give up and accept that truth.