Translation of "Davranma" in English

0.014 sec.

Examples of using "Davranma" in a sentence and their english translations:

Öyle davranma.

Don't act like that.

Bana böyle davranma.

Don't treat me like that.

Şaşırmış gibi davranma.

Don't act surprised.

Bilmiyormuş gibi davranma.

Don't pretend you don't know.

Tom'a kötü davranma.

Don't get rough with Tom.

Küçük hayvanlara kötü davranma!

Don't mistreat small animals!

Bir bebek gibi davranma!

- Don't be a baby.
- Don't be a baby!

Tom'un davranma tarzını sevmiyorum.

I don't like the way Tom is acting.

Bana davranma tarzını seviyorum.

I like the way you treat me.

Bana çocukmuşum gibi davranma.

Don't treat me as if I were a child.

Davranma şeklinden utanmıyor musun?

Aren't you ashamed of the way you behaved?

Tom'un davranma tarzından bıktım.

I'm fed up with the way Tom's been acting.

Bir çocuk gibi davranma.

Don't act like a child.

Bana masummuş gibi davranma.

Don't play innocent with me.

Beni tanıyormuş gibi davranma.

Don't act like you know me.

Bana aptalmışım gibi davranma.

Don't treat me like I'm stupid.

Çocuk gibi davranma lütfen.

Please don't behave like a child.

Bir ahmak gibi davranma.

Don't act like a jerk.

Bana davranma şeklinizi beğenmiyorum.

I don't like the way you treat me.

- Her şeyi biliyormuşsun gibi davranma.
- Her şeyi biliyormuş gibi davranma.

Don't act like you know everything.

- Hiçbir şey yanlış değilmiş gibi davranma.
- Hiçbir şey yanlış değilmişçesine davranma.

Don't pretend like nothing's wrong.

Onun davranma tarzına katlanabiliyor musun?

- Can you stand his deeds?
- Can you put up with the way he behaves?

Onun diğerlerine davranma tarzını sevmiyorum.

I do not like the way he treats others.

Her şeyi biliyormuşsun gibi davranma.

Don't act like a know-it-all.

Neden bahsettiğimi bilmiyormuş gibi davranma.

Don't act like you don't know what I'm talking about.

Ne olduğunu bilmiyormuş gibi davranma.

Don't act like you don't know what's happening.

Bu konuda fazla rahat davranma.

Don't get too relaxed about it.

Tom'a karşı çok kötü davranma.

Don't be hard on Tom.

Bana bir çocuk gibi davranma.

Don't treat me like a child.

Her şeyi biliyormuş gibi davranma.

Don't act like you know everything.

Onun bana davranma şekline kızıyorum.

- I am indignant about the way he treated me.
- I resent the way he treated me.

Tom'un davranma tarzını onaylamadığını varsayıyorum.

I take it you don't approve of the way Tom's been behaving.

Lütfen bana çok kötü davranma.

Don't be too hard on me, please.

Kendin olmadığın biri gibi davranma.

- Don't pretend to be someone that you're not.
- Don't pretend to be somebody you aren't.

Neyin yanlış olduğunu bilmiyorsun gibi davranma.

Don't act like you don't know what's wrong.

Nasıl dans edeceğini bilmiyormuş gibi davranma.

Don't act like you don't know how to dance.

Tom'un davranma tarzından nefret etmiyor musun?

Don't you just hate the way Tom behaves?

Tom'un Mary'ye davranma tarzından hâlâ hoşlanmıyorum.

I still don't like the way Tom treats Mary.

Onun çocuklarına davranma tarzı bir suçtur.

It's a crime the way he treats his children.

Ne demek istediğimi bilmiyor gibi davranma.

Don't act like you don't know what I mean.

Tom Mary'nin ona davranma tarzını sevmiyor.

Tom doesn't like the way Mary treats him.

Bu bir bayana davranma tarzı değildir.

This is no way to treat a lady.

Tom'a davranma tarzından sonra kendinden utanmalısın.

You should be ashamed of yourselves after the way you treated Tom.

Ne hakkında konuştuğumu bilmiyorsun gibi davranma.

Don't pretend you don't know what I'm talking about.

Sana davranılmasından hoşlanmadığın şekilde insanlara davranma.

Don't treat people the way you wouldn't like to be treated.

Tom, Mary'nin köpeğine davranma tarzını sevmiyor.

Tom doesn't like the way Mary treats her dog.

Tom, Mary'nin John'a davranma tarzından hoşlanmıyor.

Tom doesn't like the way Mary treats John.

Ne demek istediğimi bilmiyormuş gibi davranma.

Don't pretend you don't know what I mean.

Tom'un genellikle davranma yöntemi bu mudur?

Is that how Tom usually behaves?

Tom Mary'nin ona davranma tarzını çok sevmedi.

Tom didn't much like the way Mary treated him.

Onun davranma tarzından memnun olmadığımı Tom'a bildirdim.

- I let Tom know that I wasn't happy with the way he was behaving.
- I let Tom know I wasn't happy with the way he was behaving.

Tom Mary'ye davranma tarzı hakkında suçlu hissetti.

Tom felt guilty about the way he'd treated Mary.

Tom'a onun davranma tarzından mutlu olmadığımı söyledim.

I told Tom I wasn't happy with the way he was acting.

Tom'un davrandığı gibi Mary'ye davranma hakkı yoktu.

Tom had no right to treat Mary like he did.

Tom'un Mary'ye yaptığı şekilde davranma hakkı yoktu.

Tom had no right to treat Mary the way he did.

Tom onların ona davranma tarzından şikayet etti.

Tom complained about the way they treated him.

Bana bir çocuğa davrandığın gibi aynı şekilde davranma.

Don't treat me the same way you would treat a child.

Dün geceki davranma tarzım için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for the way I acted last night.

Tom Mary'nin davranma tarzından mutlu değildi gibi görünüyordu.

Tom looked like he wasn't happy with the way Mary was behaving.

Bana bir suçlu gibi davranma, çünkü ben masumum.

Don't treat me like a criminal, because I'm innocent.

Son zamanlarda Tom muhtemelen Mary'nin davranma tarzından bıktı.

Tom's probably sick and tired of the way Mary's been behaving lately.

Sanırım Tom sonunda insanların ona davranma tarzıyla başetmeyi öğrenecek.

I imagine that Tom will eventually learn to deal with the way people treat him.

Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.

Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.

Aklında ne olduğunu her zaman söylemek zorunda değilsin; bazen ortama göre davranma tarafsızlığı bastırır.

You don't always have to say what's on your mind; sometimes tact trumps candor.

- Beni "normal" bir insan gibi görmeyi bırak artık!
- Bana sıradan bir insan gibi davranma.

- Stop seeing me as a "normal" person!
- Don't treat me as common people.