Translation of "Hastane" in English

hastane evim,

the hospital became my home,

Hastane nerede?

- Where is the hospital?
- Where's the hospital?

Hastane kalabalık.

The hospital is crowded.

Hastane yakın.

The hospital is near here.

- Hastane nerede?
- Nerede bir hastane var?

- Where is a hospital?
- Where is the hospital?
- Where's the hospital?

- O bir hastane değil.
- Burası hastane değil.
- Bu bir hastane değil.

- This is not a hospital.
- This isn't a hospital.

Orada hastane koridorlarını

There are hospital corridors

Hastane buraya yakın.

The hospital is near here.

Bir hastane, lütfen?

A hospital, please?

Hastane, okulun yanındadır.

The hospital is next to the school.

İşte doğduğum hastane.

Here is the hospital where I was born.

Hastane kalabalık değil.

- The hospital is not crowded.
- The hospital isn't crowded.

Burası hastane değil.

This is not a hospital.

Bu hastane satılıktır.

This hospital is for sale.

- O bir hastane değil.
- Bu bir hastane değil.

- It isn't a hospital.
- It's not a hospital.

Ama hastane ortamını özlemiştim.

But I missed the hospital's ecosystem.

Klinik ve hastane benzeri

all sorts of community services,

Yakınlarda bir hastane var.

There is a hospital nearby.

Hastane geçen ay açıldı.

The hospital opened last month.

Hastane onun köyünden uzaktı.

The hospital was far away from his village.

Hastane inşaatı bitmek üzere.

The construction of the hospital is about to end.

En yakın hastane nerede?

- Where's the nearest hospital?
- Where is the closest hospital?

O büyük bir hastane.

It's a big hospital.

Tom hastane bekleme odasında.

Tom is in the hospital waiting room.

Yakında hastane var mı?

Is there a hospital nearby?

Tom hastane yatağında yatıyor.

Tom is lying in the hospital bed.

Burası benim doğduğum hastane.

- This is the hospital which I was born in.
- This is the hospital I was born in.

Hastane yiyeceğinden nefret ederim.

I hate hospital food.

Nerede bir hastane bulabilirim?

Where can I find a hospital?

Kentte bir hastane var.

There is a hospital in the town.

Oradaki hastane büyük değil.

The hospital there is not huge.

Bu iyi bir hastane.

This is a good hospital.

Yakınlarda hastane var mı?

- Is there a hospital near here?
- Is there a hospital nearby?
- Is there a hospital around here?

Bu benim doğduğum hastane.

This is the hospital where I was born.

Bu Tom'un doğduğu hastane.

This is the hospital where Tom was born.

Bir hastane laboratuvarında çalışıyorum.

I work in a hospital laboratory.

Burası Tom'un çalıştığı hastane.

- This is the same hospital where Tom works.
- This is the hospital where Tom works.

Tom'un doğduğu hastane Boston'da.

The hospital where Tom was born is in Boston.

- Buraya yakın bir hastane var mıdır?
- Yakınlarda hastane var mı?

- Is there a hospital near here?
- Is there a hospital nearby?

Karım Shen-Ling hastane odasında

My wife, Shen-Ling, lay in the hospital bed

Onlara hastane yaptırıyor okul yaptırıyor

It makes them build a hospital

Bizim hastane sayımız yeterli mi?

Is our hospital number sufficient?

Umarım hastane yapılacak dendiğinde de

I hope the hospital will be built as well

Ben bir hastane için çalışıyorum.

I work for a hospital.

O, bir hastane için çalışır.

She works for a hospital.

Tom bir hastane yatağında yatıyor.

Tom is lying in a hospital bed.

Dün hastane onu içeri aldı.

The hospital took him in yesterday.

Bunun bir hastane olduğunu sandım.

- I thought this was a hospital.
- I thought that this was a hospital.

Boston'da kaç tane hastane var?

How many hospitals are there in Boston?

Bu hastane birçok defibrilatöre sahiptir.

This hospital owns many defibrillators.

Tom hastane yatağında bilinçsizce yatıyordu.

Tom was lying in the hospital bed, unconscious.

Bu Tom'un çalıştığı aynı hastane.

This is the same hospital where Tom works.

Bu ne tür bir hastane?

What kind of hospital is this?

Hastane yemeği çok iyi değildi.

The hospital food wasn't very good.

Bu birinci sınıf bir hastane.

It's a first-rate hospital.

Tom bir hastane odasında uyandı.

Tom awoke in a hospital room.

O gerçekten iyi bir hastane.

That's a really good hospital.

Burası Tom'un eskiden çalıştığı hastane.

This is the hospital where Tom used to work.

Sami hastane odasının dışında dayanıyordu.

Sami stood outside the hospital room.

Bu gerçekten iyi bir hastane.

This is a really good hospital.

Geleceğin hastane yatağı kendi evlerimizde olacak.

The hospital bed of the future will be in our own homes.

Hastane pijamaları yok, iğrenç yemekler yok

no hospital pajamas, no crappy food

Hastane sayıları da yeterli değildi üstelik.

Hospital numbers were not enough, moreover.

Hastane ücretiniz hakkında bilgi almak istiyorum.

I'd like to get information about your hospital fee.

Buraya uzak olmayan bir hastane var.

There is a hospital not far from here.

O şeyi bir hastane odasına getiremezsin.

You can't bring that stuff into a hospital room.

Tom mavi bir hastane elbisesi giyiyordu.

Tom was wearing a blue hospital gown.

Tom hastane yemeğini yemeye alıştığını söylüyor.

- Tom says he's gotten used to eating hospital food.
- Tom says that he's gotten used to eating hospital food.

Tom'u son gördüğümde hastane kıyafeti giyiyordu.

The last time I saw Tom he was wearing a hospital gown.

Bu çevrede bir hastane var mı?

Is there a hospital around here?

Fadıl'ın haberi hastane personelini harap etti.

The news of Fadil's death devastated the hospital staff.

Burası Tom ve Mary'nin doğduğu hastane.

This is the hospital where Tom and Mary were born.

Bana hastane odasında onca zamanı geçirmek için

He asked me what I did to pass all that time

Boş yere hastane koridorlarını artık işgal etmeyelim

Let's not occupy the hospital corridors in vain anymore

Nerede bir hastane bulabileceğimi bana söyler misin?

Can you tell me where I can find a hospital?

Hastane geçen ay harika bir açılış yaptı.

The hospital had a grand opening last month.

Beni takip ederseniz, size hastane yolunu göstereceğim.

If you follow me, I'll show you the way to the hospital.

Boston'da herhangi bir askeri hastane var mı?

Are there any military hospitals in Boston?

Tom'un Mary'nin hastane odasına girmesine izin verilmedi.

Tom wasn't allowed into Mary's hospital room.

Hastane yemeği olmasını beklediğimiz kadar kötü değil.

The hospital food wasn't as bad as I expected it to be.

O hastane, kentteki en eski kuruluşlardan biridir.

That hospital is one of the oldest institutions in the city.

O hastane için bir randevuya ihtiyacın var.

You need an appointment for that hospital.

Sami o hastane odasında kızının yanında kaldı.

Sami stayed beside his daughter in that hospital room.

Her ambulans ve her hastane inmenin türünü anlayarak

every ambulance and every clinic can decode the type of stroke

O, benim geçen ay ziyaret ettiğim hastane idi.

It was this hospital which I visited last month.

Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.

The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.

Bu hastane iş ve bankacılık merkezi tarafından işletilir.

This hospital is run by the city.