Translation of "Gidemiyor" in English

Tom sinamaya gece gidemiyor.

Tom can't go to the movies tonight.

Tom hala eve gidemiyor.

Tom still can't go home.

Yaşam basit hücrelerden öteye gidemiyor.

for life to settle at the level of simple cells.

Tom gitmek istiyor ama gidemiyor.

Tom wants to leave, but he can't.

Tom üç haftadır okula gidemiyor.

Tom hasn't been able to go to school for three weeks.

Mary gitmek istiyor ama gidemiyor.

Mary wants to go, but she can't.

Tom dizini yaraladı bugün yüzmeye gidemiyor.

Tom injured his knee and can't go swimming today.

Tom eve gitmek istiyor ama gidemiyor.

Tom wants to go home, but he can't.

Tom bu gece seninle konsere gidemiyor.

Tom can't go to the concert with you tonight.

Tom iyi hissetmediği için bugün işe gidemiyor.

Tom can't come to work today because he doesn't feel well.

- O, hastalıktan dolayı okula katılamadı.
- O, hasta olduğu için okula gidemiyor.
- O, hastalığı yüzünden okula gidemiyor.

She cannot attend school on account of illness.

Onun bir bebek bakıcısı yok, bu yüzden partiye gidemiyor.

She doesn't have a babysitter, so she can't go to the party.

Bir sürü ev ödevi olduğu için Tom dışarı gidemiyor.

Tom can't go out because he has a lot of homework.