Translation of "Yüzmeye" in English

Yüzmeye gidelim.

Let's go for a swim.

Yüzmeye çalış!

Try and swim!

- Nehirde yüzmeye gittik.
- Nehre yüzmeye gittik.

We went swimming in the river.

- Yüzmeye gitmek istiyorum.
- Ben yüzmeye gitmek istiyorum.

I want to go swimming.

Yüzmeye gidelim mi?

How about going for a swim?

Yüzmeye ne dersin?

How about going swimming?

Seni yüzmeye götüreceğim.

I will take you for a swim.

O yüzmeye çalıştı.

She tried to swim.

O yüzmeye korkuyor.

- He is afraid to swim.
- He is afraid of swimming.

Yarın yüzmeye gideceğim.

I will go swimming tomorrow.

Nehirde yüzmeye çalıştım.

I've tried swimming in the river.

Denizde yüzmeye gittim.

I went swimming in the sea.

Yüzmeye gitmek istiyorum.

- I would like to go for a swim.
- I'd like to go for a swim.

Nehirde yüzmeye gittim.

I went swimming in the river.

Ben yüzmeye gittim.

I went for a swim.

Yüzmeye gitmek istemiyorum.

I don't want to go swimming.

- Yüzmeye gidiyorum.
- Yüzeceğim.

I'm going to swim.

Hadi yüzmeye gidelim.

Let's go swimming.

Tom'la yüzmeye gittim.

I went swimming with Tom.

Yüzmeye gitmek üzereyiz.

We're about to go swimming.

Neden yüzmeye gitmiyoruz?

Why don't we go swimming?

Denizde yüzmeye gittik.

We went to swim in the sea.

Neden yüzmeye gitmiyorsunuz?

Why don't you go for a swim?

Tom'u yüzmeye götür.

Take Tom for a swim.

Onlarla yüzmeye gittim.

I went swimming with them.

Onunla yüzmeye gittim.

I went swimming with him.

Onları yüzmeye götür.

Take them for a swim.

Onu yüzmeye götür.

- Take him for a swim.
- Take her for a swim.

Tom yüzmeye çalıştı.

Tom tried to swim.

Çıplak yüzmeye gidelim.

Let's go skinny-dipping.

Tom yüzmeye korkuyordu.

Tom was afraid to swim.

Yüzmeye gitmemiz gerek.

We should go swimming.

Ben yüzmeye gideceğim.

I'll go swimming.

Yarın yüzmeye gidelim.

Let's go swimming tomorrow.

Birlikte yüzmeye gidelim.

Let's go swimming together.

Bugün yüzmeye gitmedim.

I didn't go swimming today.

Yüzmeye gitmeye niyetlenmiştim.

I had intended to go swimming.

Nereye yüzmeye gittin?

Where did you go swimming?

Nereye yüzmeye gidebiliriz?

Where can we go swimming?

Seninle yüzmeye gideceğim.

I'll go swimming with you.

Dün yüzmeye gittim.

I went swimming yesterday.

Bugün yüzmeye gidemem.

I can't go swimming today.

Bugün yüzmeye gidebilirim.

I might go swimming today.

Tom yüzmeye gitti.

Tom went for a swim.

Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.

- I'd rather go swimming.
- I would rather go swimming.

Akıntıya karşı yüzmeye çalıştı.

He tried to swim against the tide.

O, Bill'i yüzmeye götürdü.

He took Bill swimming.

O yüzmeye gitmemizi önerdi.

He suggested that we go for a swim.

Ne sıklıkta yüzmeye gidersin?

How often do you go swimming?

Biz gölde yüzmeye gittik.

We went swimming in the lake.

Dün nehirde yüzmeye gittik.

We went swimming in the river yesterday.

Yüzmeye gitmek istiyor musun?

Do you want to go for a swim?

Anne, yüzmeye gidebilir miyim?

- Mom, can I go swimming?
- Mommy, may I go swimming?

Yüzmeye gidebilir miyim, anne?

Can I go swimming, Mother?

Uyandıktan sonra yüzmeye gittim.

I went swimming after I woke up.

Yüzmeye gitmeye karar verdim.

I decided to go swimming.

Bu göle yüzmeye gidemezsin.

You can't go swimming in this lake.

Tom'la asla yüzmeye gitmedim.

I've never gone swimming with Tom.

Uzun süredir yüzmeye gitmedim.

I haven't gone swimming in a long time.

Burada yüzmeye izin verilmiyor.

Swimming isn't allowed here.

Yüzmeye gitmiş gibi görünüyorsun.

It looks like you went for a swim.

Tom yüzmeye gitmemizi önerdi.

Tom suggested that we go for a swim.

Birlikte yüzmeye gitmemiz gerekiyordu.

We were supposed to go swimming together.

Gerçekten yüzmeye gitmek istemiyorum.

I don't really want to go swimming.

Çıplak yüzmeye gittin mi?

Did you go skinny-dipping?

Tom arkadaşlarıyla yüzmeye gitti.

Tom went swimming with his friends.

Burada yüzmeye izin verilmez!

No swimming allowed here!

Yüzmeye gitmemize ne dersin?

What do you say we go for a swim?

Tom yüzmeye gitmek istiyor.

Tom wants to go swimming.

Tom okyanusta yüzmeye gitti.

Tom went swimming in the ocean.

Çok yakında yüzmeye başlayacağım.

I'll start swimming very soon.

Büyük dalgalarda yüzmeye korkuyor.

She's afraid to swim in large waves.

Dün nehirde yüzmeye gittim.

I went swimming in the river yesterday.

Onlar güvenle yüzmeye çalıştı.

They tried to swim to safety.

Biz sahilde yüzmeye gittik.

We went swimming at the beach.

Çıplak yüzmeye gider miydin?

Would you ever go skinny dipping?

Tom Mary'yi yüzmeye götürdü.

Tom took Mary swimming.

Kimle birlikte yüzmeye gittin?

Who did you go swimming with?

Her gün yüzmeye giderim.

I go swimming every day.

Hiç yüzmeye gider misin?

Do you ever go swimming?

Ben yüzmeye gitmek niyetindeyim.

I intend to go swimming.

Ben yüzmeye gitmek istedim.

I wanted to go swimming.

Eğer istiyorsan yüzmeye gidebilirsin.

You could go swimming if you wanted to.