Translation of "Geçirmiş" in English

0.003 sec.

Examples of using "Geçirmiş" in a sentence and their english translations:

İyi zaman geçirmiş olmalısın.

- You must've had a good time.
- You must have had a good time.

Tom zaten ameliyat geçirmiş.

Tom has already undergone surgery.

Tom şok geçirmiş olmalı.

- Tom must've been shocked.
- Tom must have been shocked.

Şanssız bir kaza geçirmiş.

She met with an unfortunate accident.

Bob bir kaza geçirmiş olmalı.

Bob must have had an accident.

Onlar bir kaza geçirmiş olmalı.

- They must have had an accident.
- They must've had an accident.

Zor bir zaman geçirmiş olmalısın.

- You must've had a hard time.
- You must have had a hard time.

Güzel bir gün geçirmiş olmalısın.

- You must've had a nice day.
- You must have had a nice day.

Bir kaza geçirmiş olması olasıdır.

It is possible that he has had an accident.

Tom bir kaza geçirmiş olmalı.

- Tom must've had an accident.
- Tom must have had an accident.

- Tom süre bitimini geçirmiş olduğunun farkındaydı.
- Tom son teslim tarihini geçirmiş olduğunun farkındaydı.

Tom was aware that the deadline had passed.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

The female puma now has the advantage.

Zor bir gün geçirmiş gibi görünüyorsun.

It looks like you've had a hard day.

Harika bir hafta sonu geçirmiş olmalısın?

- You must've had a great weekend.
- You must have had a great weekend.

Seni sarsıntı geçirmiş halde hayal edemiyorum.

I can't picture you traumatized.

Çok zor bir gün geçirmiş olmalısın.

- You must've had a very hard day.
- You must have had a very hard day.

''Bunu önceden de biliyordum'' diye geçirmiş olabilirsiniz.

"I knew that already."

Hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.

our economy and our politics.

Komşunun oğlu beyin kanaması geçirmiş hep güneşten

the neighbor's son has suffered a brain hemorrhage

O, partide hoşça vakit geçirmiş gibi görünüyor.

It appears that she had a nice time at the party.

Onlar Roma'da iyi zaman geçirmiş gibi görünüyorlar.

They seem to have had a good time in Rome.

Çok zor bir zaman geçirmiş gibi görünüyor.

She seems to have had a very hard time.

O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.

He isn't back yet. He may have had an accident.

Tom öyle travma geçirmiş ki güçlükle konuşuyordu.

Tom was so traumatized he could barely speak.

Arkadaşım Afrika'da kötü bir zaman geçirmiş olabilir.

My friend may have had a bad time in Africa.

- Tom görmüş geçirmiş biri.
- Tom çok tecrübeli biri.

Tom has been around the block.

- Hiç başınızdan yaralanmış mıydınız?
- Hiç kafa travması geçirmiş miydiniz?

Have you ever had a head injury?

Tom bu sabah, üzerine alelacele bir şeyler geçirmiş gibi görünüyor.

Tom looks like he got dressed in the dark this morning.

Şimdiye kadar geçirmiş olduğum en soğuk kış San Francisco'daki bir yazdı.

The coldest winter I ever spent was a summer in San Francisco.

- "Tom ve Mary tıpatıp ikizler." "Bu nasıl mümkün olabilir? İçlerinden biri cinsiyet değiştirme ameliyatı mı geçirmiş?"
- "Tom ve Mary tek yumurta ikizi." "Bu nasıl olabilir? Çift sarılı yumurtadan mı çıkmışlar?"

"Tom and Mary are identical twins." "How's that possible? Has one of them undergone sex reassignment surgery?"