Translation of "Görebiliyordum" in English

Ve Karayipler'i görebiliyordum.

and I can see the Caribbean.

Tom'un uyuduğunu görebiliyordum.

I could see Tom was asleep.

Tom'un sırıttığını görebiliyordum.

I could see that Tom was grinning.

Havuzdaki yansımamı görebiliyordum.

I could see my reflection in the pond.

Kopmuş kolunu, ağzında görebiliyordum.

And I can clearly see... her severed arm in its mouth.

Pencereden onun gelişini görebiliyordum.

I was able to see him coming through the window.

- Bunu görebiliyordum.
- Bunu görebilirdim.

I could see that.

Tom meşgul olduğunu görebiliyordum.

I could see Tom was busy.

Tom'un sarhoş olduğunu görebiliyordum.

I could see Tom was drunk.

Tom'un mutlu olduğunu görebiliyordum.

I could see Tom was happy.

Tom'un mutsuz olduğunu görebiliyordum.

I could see Tom was unhappy.

Tom'u durduğum yerden görebiliyordum.

- I could see Tom from where I stood.
- I could see Tom from where I was standing.

Bir şeyin yanlış olduğunu görebiliyordum.

I could see something was wrong.

Cevabın şiddet değil anlamak olduğunu görebiliyordum.

I could see that understanding is the answer, instead of violence.

Ofisim pencerenin yanındaydı ve sincapları görebiliyordum.

My office used to be by the window and I could see the squirrels.

Annemin çok fazla acı çektiğini görebiliyordum.

I could see that my mother was in a lot of pain.

Hayvanın hırladığını görebiliyordum, o hırlama hâlâ kulaklarımda.

I could see the animal growling, you know, that growl is still in my ears today,

Tom ağacın arkasına saklanmaya çalıştı, ama hâlâ onu görebiliyordum.

Tom tried to hide behind the tree, but I could still see him.