Translation of "Etrafa" in English

0.018 sec.

Examples of using "Etrafa" in a sentence and their english translations:

Etrafa bakındı.

I glanced around.

Etrafa baktım.

- I looked around me.
- I've had a look around.

Etrafa bakınacağım.

I'll look around.

Etrafa bakmaya gidelim.

- Let's go look around.
- Let's take a survey.

Etrafa bir göz atalım.

Let's take a look around.

Tom dikkatle etrafa baktı.

Tom looked around carefully.

Etrafa bir göz at.

Take a look around.

Sanırım etrafa göz atacağım.

I think I'll have a look around.

Tom için etrafa bakındım.

I looked around for Tom.

Ben etrafa bakmak istiyorum.

I want to have a look around.

Etrafa bir göz atacağım.

I'll take a look around.

Etrafa bir göz attım.

I took a look around.

Onun için etrafa baktım.

I looked around for her.

Senin hakkında etrafa sordum.

I asked around about you.

Tom etrafa bakmaya başladı.

Tom began looking around.

Senin için etrafa baktım.

I looked around for you.

Onlar için etrafa baktım.

I looked around for them.

Tom durup etrafa baktı.

Tom stopped and looked around.

Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.

I stopped noticing things.

- Etrafıma bakınıyorum.
- Sadece etrafa bakınıyorum.

I'm just looking around.

Etrafa bir göz atmak istiyorum.

I'd like to take a look around.

Etrafa bir göz atabilir miyim?

Can I take a look around?

Tom anahtarı için etrafa baktı.

Tom looked around for his key.

Tom etrafa bakmak için durdu.

Tom stopped to look around.

Sadece etrafa göz atmak istiyorum.

I just want to have a look around.

Ben sadece etrafa bakmak istedim.

I just wanted to take a look around.

Bu anıtı arıyorsan etrafa bak.

If you seek his monument, look around.

Etrafa bakındım fakat kimseyi görmedim.

I looked around, but saw nobody.

Tom telaş içinde etrafa bakındı.

Tom looked around frantically.

Hayır, teşekkürler. Sadece etrafa bakınıyorum.

No, thank you. I'm just looking around.

- Etrafa sormaya başladım.
- Soruşturmaya başladım.

I started asking around.

Etrafa baktım ama kimseyi görmedim.

- I looked around, but didn't see anyone.
- I looked around, but saw no one.
- I looked around, but didn't see anybody.

Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.

Marking the boundaries by rubbing their musky scent.

Etrafa baktım ama bir şey görmedim.

I looked around, but saw nothing.

Bir posta kutusu için etrafa bakındım.

I looked around for a mailbox.

Tom gözlerini açtı ve etrafa baktı.

Tom opened his eyes and looked around.

Etrafa iyi bir göz atmanı istiyorum.

I want you to take a good look around.

- Tom etrafa bakıyor.
- Tom etrafı seyrediyor.

Tom has been looking around.

Herkes gergin bir şekilde etrafa baktı.

Everybody looked around nervously.

- Paramı etrafa saçmam.
- Parayı sokakta bulmuyorum.

I don't leave money lying around.

Tom bir şey için etrafa bakınıyordu.

Tom was looking around for something.

Orada dışarı çıkacağım ve etrafa bakınacağım.

I'll go out there and look around.

Hikaye birkaç saat içinde etrafa yayılacak.

The story will get around in a few hours.

Çocukluğumda buraya gelip etrafa bakınıp düşünürdüm.

In my childhood, I used to come here, look around and think.

Tom etrafa baktı, ama kimseyi görmedi.

- Tom looked around, but he didn't see anybody.
- Tom looked around, but he didn't see anyone.

Tom için etrafa baktım ama onu görmedim.

I looked around for Tom, but I didn't see him.

Tom izlenip izlenmediğini görmek için etrafa baktı.

Tom looked around to see if he was being followed.

O zamandan beri iki aydır etrafa duyarsız haldesin.

After that, you were in a state of stupor for two months.

Ben samimi bir yüz görmeyi umarak etrafa baktım.

I looked around hoping to spot a friendly face.

Tom bir şey olmasını bekliyor gibi etrafa bakındı.

Tom looked around as if waiting for something to happen.

Ben otobüse bindim ve etrafa bir göz attım.

I got on the bus and took a look around.

Etrafa bakalım ve parkta birilerinin olup olmadığını görelim.

Let's look around and see if anybody's in the park.

Etrafa bir göz atmamızın bir sakıncası var mı?

Do you mind if we have a look around?

Sami etrafa baktı ve orada hiçbir şey yoktu.

Sami looked around and nothing was there.

Tom bir el feneri ile karanlık odada etrafa bakındı.

Tom looked around the dark room with a flashlight.

Etrafa bakındım, bu konuda konuşmaya başladım ve farkına vardım ki;

And then I looked around, and I started talking about it, and I found out

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

absorbing ultraviolet light reflected by the moon and emitting it as fluorescence.

Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.

During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.

Etrafa baktım ve benimkinin yoldaki tek araba olduğunu fark ettim.

I looked around and noticed that mine was the only car on the road.

Tom etrafa baktı ve sonra Mary'nin kulağına bir şey fısıldadı.

Tom looked around and then whispered something into Mary's ear.

Bay Johnson kazandığı paradan dolayı, emekli olduğunda etrafa para saçabilecekti.

With the money Mr Johnson had saved, he would be able to live high on the hog when he retired.

Dünyanın İncilin söylediğinden çok daha yaşlı olduğunu düşünüyorum fakat aslında etrafa baktığımda o çok daha genç görünüyor!

I think the world is much older than the Bible tells us, but honestly, when I look around — it looks much younger!