Translation of "Endişelendiriyor" in English

0.006 sec.

Examples of using "Endişelendiriyor" in a sentence and their english translations:

Seni ne endişelendiriyor?

What's worrying you?

Öksürüğünüz beni endişelendiriyor.

Your cough worries me.

Öksürmen beni endişelendiriyor.

Your cough worries me.

O beni endişelendiriyor.

That does worry me.

Bu bizi endişelendiriyor.

This disturbs us.

Bu beni endişelendiriyor.

- That worries me.
- It makes me wonder.

Sami beni endişelendiriyor.

Sami worries me.

Bir şey beni endişelendiriyor.

Something worries me.

Bir şey Tom'u endişelendiriyor.

Something's worrying Tom.

Seni ne endişelendiriyor, Tom?

What's worrying you, Tom?

Bu kalabalık beni endişelendiriyor.

This crowd makes me anxious.

Durum beni çok endişelendiriyor.

The situation worries me very much.

Bir şey onları endişelendiriyor.

Something's worrying them.

Bir şey onu endişelendiriyor.

Something's worrying him.

Bu beni çok endişelendiriyor.

That worries me so much.

Gerçekten sırada ne olduğu endişelendiriyor.

is really worrying about what's coming next.

Onun sağlık durumu beni endişelendiriyor.

His health situation worries me.

Sadece bir şey beni endişelendiriyor.

Only one thing worries me.

Şu sıralardaki deprem sıklığı bizi endişelendiriyor.

The recent frequency of earthquakes makes us nervous.

Bir şey sizi endişelendiriyor gibi görünüyor.

Something seems to be worrying you.

Bununla ilgili bir şey beni endişelendiriyor.

Something about this concerns me.

Bu seni çok endişelendiriyor, değil mi?

That worries you a lot, doesn't it?

Onun hasta olması gerçeği beni gerçekten endişelendiriyor.

The fact that she's sick really worries me.

O, Tom'u çok fazla endişelendiriyor gibi görünmüyor.

That doesn't seem to worry Tom too much.

- Küresel ısınma, bilim insanlarını endişelendiriyor.
- Küresel ısınma, bilim insanlarını kaygılandırıyor.
- Küresel ısınma, bilimcileri kaygılandırıyor.

Global warming worries scientists.