Translation of "Elması" in English

O John'un elması.

- It is John's apple.
- It's John's apple.

Tom elması çaldı.

Tom stole the diamond.

Bu Jack'in elması.

- It is Jack's apple.
- It is Jack's diamond.

Elması karısına vermedi.

He didn't give the diamond to his wife.

John'un beş elması var.

John has five apples.

Dan kasada elması bulamadı.

Dan didn't find the diamond in the safe.

O, elması sergi salonuna getirdi.

He brought the diamond to the exhibition room.

Tom'un hala çok elması var.

Tom still has a lot of apples.

Tom'un o elması almasına izin veremeyiz.

We can't let Tom have that diamond.

Tom elması aldı ve ona baktı.

Tom picked the diamond up and looked at it.

Onun daha da çok elması var.

He has even more apples.

Tom'un elması nerede bulduğunu biliyor musun?

Do you know where Tom found the diamond?

Tom'un çalıntı elması aldığını nasıl bildin?

How did you know Tom had the stolen diamond?

O, elması pencereden atmakla tehdit etti.

He threatened to throw the diamond out the window.

Ne kadar sık cennet elması yiyorsun?

How often do you eat persimmons?

Tom'un elması nereye sakladığını bilen adam benim.

I'm the guy who knows where Tom hid the diamond.

O elması nereden aldığını neden bana söylemiyorsun?

Why don't you tell me where you got that diamond?

Dan elması zengin bir iş adamının karısından çaldığını iddia etti.

Dan claimed he stole the diamond from a rich businessman's wife.

John'un beş elması var. Birini Mary'ye verir. Çantada kaç tane elma kalır?

John has five apples. He gives one to Mary. How many pears are left in the bag?