Translation of "Diyalog" in English

0.004 sec.

Examples of using "Diyalog" in a sentence and their english translations:

- Bir diyalog açmamız gerekiyor.
- Bir diyalog başlatmamız gerekiyor.

We need to open up a dialogue.

diyalog yoluyla bağlantı kurarak -

building connection through dialogue --

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

because that ambiguity allows us to have a conversation.

Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.

Diplomatic dialogue helped put an end to the conflict.

Bu filmdeki diyalog çok saçma. Ayrılıyorum.

The dialogue in this movie is ridiculous. I'm leaving.

Yedi hafta sonra, o dilde sağlam bir diyalog kurabiliyordum

Seven weeks later, I could hold a solid conversation in the language,

Insanlar için güvenli ve açık bir diyalog olmasını istedim.

to be a safe space for open dialogue for people.

Şiir, bir keşif, bir vahiy ve diyalog için bir davettir.

Poetry is an exploration, a revelation, and an invitation for dialogue.

Sami Müslüman olanlarla olmayanlar arasında diyalog ve hoşgörü olmasından yanaydı.

Sami encouraged tolerance and dialogue between Muslims and non-Muslims.

Tom kadar iyi Fransızca konuşamayabilirim ama genellikle söylemek istediğim şeyi diyalog kurabilirim.

I may not be able to speak French as well as Tom, but I can usually communicate what I want to say.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Alice was beginning to get very tired of sitting by her sister on the bank, and of having nothing to do: once or twice she had peeped into the book her sister was reading, but it had no pictures or conversations in it, 'and what is the use of a book,' thought Alice 'without pictures or conversation?'