Translation of "Düşündürüyor" in English

0.090 sec.

Examples of using "Düşündürüyor" in a sentence and their english translations:

Bu bana seni düşündürüyor.

- This reminds me of you.
- This makes me think of you.

Kaybolacağımı sana ne düşündürüyor?

What makes you think I'd lose?

Senden hoşlanmadığımı sana ne düşündürüyor?

What makes you think I don't like you?

Sana ne başarılı olmayacağımızı düşündürüyor?

What makes you think we won't succeed?

Ondan hoşlanmayacağımı sana ne düşündürüyor?

What makes you think I wouldn't enjoy that?

Sana hazır olduğunu ne düşündürüyor?

What makes you think you're done?

Bunu yapamayacağımı sana ne düşündürüyor?

What makes you think I won't be able to do it?

Sana zengin olduğumu ne düşündürüyor?

What makes you think I'm rich?

Mutlu olmadığımı sana ne düşündürüyor?

What makes you think I'm not happy?

Bunu istediğimi sana ne düşündürüyor?

What makes you think I want this?

Sana Tom'un mutsuz olduğunu ne düşündürüyor?

What makes you think that Tom is unhappy?

Tom'un bunu sevmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom won't like it?

Tom'un Mary'yi sevmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom won't like Mary?

Tom'un bugün gelmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom won't come today?

Dilinin tehlikede olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think that your language is endangered?

Tom'un seni dinleyeceğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom will listen to you?

Bunu Tom'un yaptığını sana ne düşündürüyor?

- What makes you think Tom did this?
- What makes you think that Tom did this?

Sana onun seni sevdiğini ne düşündürüyor?

What makes you think he likes you?

Onu yapmamız gerektiğini sana ne düşündürüyor?

- What makes you think we need to do that?
- What makes you think that we need to do that?

Tom'u takip edeceğimi sana ne düşündürüyor?

What makes you think I'm going to follow Tom?

Sadece o şarkıyı dinlemek bana seni düşündürüyor.

Just listening to that song makes me think of you.

Seni görmek bana her zaman babamı düşündürüyor.

Seeing you always makes me think about my father.

Tom'un bize yardım etmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom won't help us?

Tom'un planının işe yaramayacağını sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom's plan won't work?

Bir krediye ihtiyacım olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think I need a loan?

Tom'un söylediğinin doğru olmadığını sana ne düşündürüyor?

What makes you think what Tom said isn't true?

Tom'un bunu yapmaktan hoşlandığını sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom enjoyed doing that?

Bu da bana kesinlikle bir serap olduğunu düşündürüyor.

Which makes me think it was definitely a mirage.

Tom'un Mary'nin onunla evlenmesini planladığını sana ne düşündürüyor?

What makes you think that Tom is planning to ask Mary to marry him?

Tom'un bize yardım etmekle ilgilediğini sana ne düşündürüyor?

- What makes you think that Tom's interested in helping us?
- What makes you think Tom is interested in helping us?

Herhangi bir yardıma ihtiyacım olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think I need any help?

Onun bununla bir ilgisi olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think she had anything to do with it?

Tom'un bununla bir ilgisi olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom had anything to do with it?

Tom'un onu nasıl yapacağını bilmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

- What makes you think Tom won't know how to do that?
- What makes you think that Tom won't know how to do that?

Tom için bir şey almamız gerektiğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think we should buy something for Tom?

Yangına sebep olan şeyin o olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think that's what caused the fire?

Tom'un Mary ile çıkmayı hiç düşünmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

What makes you think Tom would ever consider going on a date with Mary?

Orta Doğu'nun Andes'ten daha önemli olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think the Middle East is more important than the Andes?

- Yardımını istediğimi de nereden çıkarıyorsun?
- Yardımını istediğimi sana ne düşündürüyor?

What makes you think I want your help?

Orta Doğu'nun Avustralya'nın büyük çöllerinden daha önemli olduğunu sana ne düşündürüyor?

What makes you think the Middle East is more important than the great deserts of Australia?

"Bir daha ki sefer sinemaya gidelim." "Bir bir daha ki seferin olacağını sana ne düşündürüyor*

"Let's go to the movies next time." "What makes you think there will be a next time?"

- Arkadaşın olduğumu da nereden çıkardın?
- Sana arkadaşın olduğumu düşündüren nedir?
- Sana arkadaşın olduğumu ne düşündürüyor?

What makes you think I'm your friend?