Translation of "Biner" in English

Yağmur yağdığında, otobüse biner.

When it rains, she takes the bus.

Yağmur yağdığı zaman otobüse biner.

When it rains, he takes the bus.

Tom her gün bisikletine biner.

Tom rides his bicycle every day.

Tom yağmurlu havalarda otobüse biner.

When it rains, Tom takes the bus.

İstasyondan evine kadar bir taksiye biner.

She takes a taxi from the station to her house.

Tom iş için bir otobüs'e biner.

- Tom takes a bus to work.
- Tom goes to work by bus.
- Tom takes the bus to work.
- Tom commutes to work by bus.
- Tom rides the bus to work.

O sabit vitesli bir bisiklete biner.

She rides a fixie.

Tom her gün okula giderken bisikletine biner.

Tom rides his bicycle to school every day.

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

The next day, the farmer's son rides one of the wild horses,

O trene biner binmez, o istasyondan yola çıktı.

As soon as she got on the train, it pulled out of the station.

O, otobüse biner binmez, otobüs hareket etmeye başladı.

As soon as he got on the bus, it began to move.

O ana kapı üstünde ata biner gibi oturdu.

He sat astride over the main door.

Marc işine gitmek için her gün trene biner.

Each day Marc takes the train to go to his job.

Babam iş için sabah saat 07.00'de metroya biner.

Father takes the 7:00 subway to work.

Tom bir araba süremez bu yüzden her zaman bir bisiklete biner.

Tom can't drive a car so he always rides a bicycle.

biner. Evet bunu bilmiyor olabilirsiniz ama Renaullt arabaları Güney Kore'de Samsung tarafından

car. Yep, you might not know that, but Renault cars are manufactured by Samsung in South