Translation of "Bisiklete" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Bisiklete" in a sentence and their spanish translations:

Bisiklete binemiyor musun?

¿No sabes andar en bicicleta?

Tom bisiklete binemez.

Tom no sabe montar en bicicleta.

Bisiklete binebilir misin?

¿Puedes andar en bicicleta?

Hepimiz bisiklete binmekten hoşlanırız.

A todos nos gusta montar en bici.

O bir bisiklete binemez.

Ella no sabe montar en bicicleta.

Ben bisiklete binmek zorundayım.

Debo montar una bicicleta.

Hiç bisiklete bindin mi?

¿Alguna vez te has subido a una bicicleta?

Bisiklete nasıl bineceğini bilmiyor.

Ella no sabe montar en bicicleta.

bisiklete binmek özel bir durumdu

andar en bicicleta era un caso especial

Bisiklete bindim ve hırsızı kovaladım.

Me subí a una bicicleta y fui tras el ladrón.

Ben bisiklete binmeyi tercih ederim.

Prefiero ir en bicicleta.

Yürümeyi bisiklete binmeye tercih ederim.

Prefiero andar a montar en bicicleta.

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

Prefiero montar en bicicleta a caminar.

Bisiklete binmeye gitmek ister misin?

¿Te gustaría dar una vuelta en bicicleta?

O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.

Él disfrutaba andar en bicicleta.

Tom nasıl bisiklete binileceğini bilmez.

Tom no sabe montar en bicicleta.

Ben ona bisiklete binmeyi öğrettim.

- Yo le enseñé a montar en bicicleta.
- Yo le enseñé a andar en bicicleta.

O bir bisiklete sahip mi?

¿Tiene una bicicleta?

Tom bir bisiklete binmek için gitti.

Tom fue a andar en bicicleta.

Onu parkta bir bisiklete binerken buldum.

Lo encontré montando una bicicleta por el parque.

Bisiklete binen çocuk benim erkek kardeşimdir.

El chico que va en bicicleta es mi hermano.

Bir bisiklete iki kişi binmesi tehlikelidir.

Es peligroso andar de a dos en bicicleta.

- Filler bisiklet kullanamaz.
- Filler bisiklete binemez.

Los elefantes no pueden andar en bicicleta.

O, bisiklete binmeyi geçen yıl öğrendi.

Ella aprendió a montar en bicicleta el año pasado.

Jack'in yeni bir bisiklete parası yetemez.

Jack no se puede costear una bicicleta nueva.

Tom on yaşındayken bisiklete binmeyi öğrendi.

Tom aprendió a montar en bicicleta cuando tenía diez años.

- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.

Bill sabe montar en bicicleta.

Benim yeni bir bisiklete ihtiyacım var.

- Necesito una bicicleta nueva.
- Necesito una nueva bicicleta.

Bir bisiklete nasıl binileceğini biliyor musun?

- ¿Sabes montar en bici?
- ¿Sabes montar en moto?

- Onun bir bisiklete binmeyi öğrenmesi üç ayını aldı.
- Bisiklete binmeyi öğrenmek üç ayını aldı.

Le tomó tres meses aprender a andar en bicicleta.

O günlerde bir de bisiklete binmek vardı

También había un paseo en bicicleta en esos días

Bisiklete binmek iyi egzersizdir. Ayrıca, havayı kirletmez.

Ir en bici es un buen ejercicio. Además, no contamina el aire.

Tom okula gittiği bisiklete yeni pedallar taktı.

Tom le puso pedales nuevos a la bicicleta en la que va al colegio.

Bir bisiklete binerken iki bacağımı da kırdım.

Me rompí las dos piernas andando en una bicicleta.

Frenleri olmayan bir bisiklete binecek kadar deli olmalısın.

¡Tienes que estar loco para andar en una bicicleta que no tiene frenos!

İki kişinin aynı anda bir bisiklete binmesi tehlikelidir.

Es peligroso andar de a dos en bicicleta.

- Bisiklete binebilir misin?
- Bir bisikletin nasıl kullanılacağını biliyor musun?

- ¿Sabes montar en bicicleta?
- ¿Sabéis montar en bicicleta?

Ben yaşlı olabilirim ama yine de bir bisiklete binebilirim.

Puedo ser viejo, pero todavía puedo andar en bicicleta.

- Tom bir bisiklete sahip değil.
- Tom'un bir bisikleti yok.

Tom no tiene bicicleta.

Tom Mary'nin niçin yeni bir bisiklete ihtiyacı olduğunu anlamıyor.

Tom no entiende por qué Mary necesita una bicicleta nueva.

Tom bir araba süremez bu yüzden her zaman bir bisiklete biner.

Tom no puede conducir un auto, así que siempre anda en una bicicleta.

- Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
- Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.

Ese hombre joven está muy interesando en el ciclismo.