Translation of "Yağdığı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yağdığı" in a sentence and their english translations:

Yağmur yağdığı için, gitmedim.

- Since it rained, I did not go.
- Because it rained, I didn't go.

Yağmur yağdığı için gitmedim.

- Since it rained, I did not go.
- Since it rained, I didn't go.

Yağmur yağdığı zaman üzülürüm.

I get sad when it rains.

Yağmur yağdığı için evde kaldık.

- Since it was raining, we stayed at home.
- We stayed at home because it was raining.
- We stayed home because it was raining.

Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.

Since it rained, we did not go on a picnic.

Yağmur yağdığı için evde kaldım.

I stayed indoors because it rained.

Yağmur yağdığı için dışarıya gidemeyiz.

We can't go outside because it's raining.

Yağmur yağdığı için dışarı çıkamadım.

I couldn't go out because it was raining.

Yağmur yağdığı zaman otobüse biner.

When it rains, he takes the bus.

Yağmur yağdığı için tenis oynayamadık.

We couldn't play tennis because it was raining.

Yağmur yağdığı için Catherine içerde kaldı.

Catherine stayed indoors because it was raining.

Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.

I took a taxi because it was raining.

Yağmur yağdığı için maç iptal edildi.

The game was called off because it rained.

Yağmur yağdığı için bir taksi çevirdim.

I took a taxi since it was raining.

Tom, yağmur yağdığı için evde kaldı.

- Tom stayed at home because it was raining.
- Tom stayed home because it was raining.

Tom yağmur yağdığı için içeride kaldı.

Tom stayed inside because it was raining.

Sağanak yağmur yağdığı için giysilerin ıslandı.

My clothes got wet because it was pouring down rain.

Yağmur yağdığı için evde kalsan iyi olur.

Seeing that it is raining, you had better stay home.

Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.

We were late for school because it rained heavily.

Yoğun yağmur yağdığı için okula geç kaldık.

We were late for school because it was raining hard.

O, yağmur yağdığı için bir şemsiye taşıyor.

He's carrying an umbrella because it's raining.

Kurumuş giysilerim aniden yağmur yağdığı için ıslanır.

My dried out clothes are getting wet because it is suddenly raining.

Yağmur yağdığı için, eve gitsem iyi olur.

Since it's raining, I'd better go home.

Yağmur yağdığı zaman hariç her gün yürürüm.

I take a walk every day except when it rains.

Dün yağmur yağdığı için su birikintileri var.

There are puddles because it was raining yesterday.

Tom yağmur yağdığı için arabadan dışarı çıkmadı.

Tom didn't get out of the car because it was raining.

Yağmur yağdığı zamanlar dışında her gün yürüyüşe çıkıyorum.

I go for a walk every day, except when it rains.

Gece boyunca yağmur yağdığı için yollar çok çamurluydu.

The roads were very muddy since it had rained during the night.

Yağmur yağdığı için piknik öğle yemeğimizi evde yedik.

- Since it was raining, we had to eat our picnic lunch indoors.
- Because of the rain, we had to eat our picnic inside.

Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.

Since it was raining, Nancy hesitated to go out.

Tom ve Mary yağmur yağdığı için pikniğe gidemediler.

Tom and Mary couldn't go on a picnic because it was raining.

Tom yağmur yağdığı için hiçbir yere gidemeyeceğini söyledi.

- Tom said that he wouldn't go anywhere because it was raining.
- Tom said he wouldn't go anywhere because it was raining.

Yağmur yağdığı için hava bu akşam daha erken kararacak.

It will get dark earlier this evening, as it is raining.

Yağmur yağdığı için çok az sayıda kişi deniz kenarındaydı.

Few were at the seaside because it was raining.

- Taksiye bindi çünkü yağmur yağıyor.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindi.

She takes a taxi because it is raining.

Geçen yıl çok yağmur yağdığı için kötü bir pirinç mahsulümüz vardı.

We had a bad rice crop last year because it rained a lot.

Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.

Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.