Translation of "Bilgisayarının" in English

0.004 sec.

Examples of using "Bilgisayarının" in a sentence and their english translations:

Bilgisayarının parolası nedir?

What is the password to your computer?

Tom bilgisayarının yanında oturuyordu.

Tom was sitting at his computer.

Bilgisayarının bipini duydun mu?

Did you hear your computer beep?

Tom bilgisayarının başına geçti.

Tom sat down at his computer.

Bilgisayarının tüm parçalarını söktü.

He completely dismantled his own computer.

Bilgisayarının internete nasıl bağlandığını biliyor.

He knows how to connect his computer to the Internet.

Tom bilgisayarının kapağına adını yazdı.

Tom wrote his name on the cover of his notebook.

Dan, Linda'nın bilgisayarının şifresini buldu.

Dan found the password to Linda's computer.

O akşamlarını dizüstü bilgisayarının önünde geçirir.

- He spends his evenings in front of his laptop.
- She spends her evenings in front of her laptop.

Tom'un bilgisayarının nesi olduğundan emin değilim.

I'm not sure what's wrong with Tom's computer.

Tom gözlüğünü masaya bilgisayarının yanına koydu.

Tom set his glasses down on the desk next to his computer.

Senin bilgisayarının ne kadar belleği var?

How much memory does your computer have?

Bilgisayarının önünde çok fazla zaman harcıyorsun.

You spend too much time in front of your computer.

Tom bütün gün bilgisayarının önünde oturuyor.

Tom has been sitting in front of his computer all day.

- Bilgisayarının tüm parçalarını söktü.
- Bilgisayarını söktü.

- He took apart his computer.
- He disassembled his computer.

Tom günde sekiz saat bilgisayarının önünde oturur.

- Tom sits in front of his computer eight hours a day.
- Tom sits at his computer eight hours a day.

Tom bugün 8 saattir bilgisayarının önünde oturuyor.

Tom has been sitting in front of his computer for 8 hours today.

Bilgisayarının düşmesine neyin neden olduğunu merak ediyorum.

I wonder what caused your computer to crash.

O, pijamasının içinde dizüstü bilgisayarının önünde oturdu.

She sat in front of her laptop in her pajamas.

Tom genelde tüm gün bilgisayarının karşısında oturur.

Tom often sits in front of his computer all day.

Çoğu zaman tüm gün bilgisayarının başında oturur.

He often sits in front of his computer all day.

Tom sadece ekran koruyucuya bakarak bilgisayarının önünde oturdu.

Tom sat in front of his computer just staring at the screen saver.

Mary çantasına baktı ve bilgisayarının çalındığını fark etti.

Mary looked into her bag and realized that her computer had been stolen.

Tom, bilgisayarının kötü bir ruh tarafından ele geçirildiğini düşünüyor.

Tom thinks that his computer is possessed by an evil spirit.

- Bilgisayarının başında çok fazla zaman geçiriyor.
- Bilgisayarının başında çok fazla zaman harcıyor.
- Bilgisayarında çok fazla zaman geçiriyor.
- Bilgisayarında çok fazla zaman harcıyor.

He spends a lot of time on his computer.