Translation of "Beğenmedi" in English

O, önerimizi beğenmedi.

She turned up her nose at our offer.

O, okulu beğenmedi.

He didn't like school.

Kocasını sarhoşken beğenmedi.

She didn't like her husband drunk.

Tom kararımızı beğenmedi.

Tom didn't like our decision.

O, düşünceyi beğenmedi.

She didn't like the idea.

Tom fikri beğenmedi.

Tom didn't like the idea.

O, fikri beğenmedi.

He didn't go for the idea.

O kitabımı beğenmedi.

She did not like my book.

Sami fikri beğenmedi.

Sami didn't like the idea.

Tom arkadaşlarımı beğenmedi.

Tom didn't like my friends.

Tom yeni planı beğenmedi.

Tom didn't like the new plan.

Tom benim fikrimi beğenmedi.

Tom didn't like my idea.

Tom önerilerimden hiçbirini beğenmedi.

Tom didn't like any of my suggestions.

İlk bakışta onu beğenmedi.

He disliked her at first glance.

Başlangıçta at etini beğenmedi.

She didn't like horsemeat, initially.

Tom onu hiç beğenmedi.

Tom never liked that.

Tom o düşünceyi beğenmedi.

Tom didn't like that idea.

Tom işini gerçekten beğenmedi.

Tom didn't really like his job.

Tom, Mary'nin salatasını beğenmedi.

Tom didn't like Mary's salad.

Sanırım Tom konseri beğenmedi.

- I think Tom didn't like the concert.
- I think that Tom didn't like the concert.

Bence Tom yahniyi beğenmedi.

- I think Tom didn't like the stew.
- I think that Tom didn't like the stew.

Bence Tom yemeği beğenmedi.

- I think Tom didn't like the food.
- I think that Tom didn't like the food.

Tom, Mary'nin önerisini beğenmedi.

Tom didn't like Mary's suggestion.

Leyla duyduğu şeyi beğenmedi.

Layla didn't like what she heard.

Tom, Boston'u hiç beğenmedi.

Tom didn't like Boston at all.

Sami o işi beğenmedi.

Sami didn't like that job.

Tom yaşadığı daireyi beğenmedi.

Tom didn't like the apartment he used to live in.

O, ilk önce atı beğenmedi.

She didn't like the horse at first.

Tom gördüğü şeyi çok beğenmedi.

Tom didn't much like what he saw.

Birçok kişi bu değişikliği beğenmedi.

Many people disliked that change.

Onlar benim önerilerimden herhangi birini beğenmedi.

They didn't like any of my suggestions.

Tom Mary'nin ona verdiği cevabı beğenmedi.

- Tom didn't like the answer that Mary gave him.
- Tom didn't like the answer Mary gave him.

Tom Mary'nin şarkı söyleme tarzını beğenmedi.

Tom didn't like the way Mary sang.

Tom Mary'nin giysilerini ütüleme şeklini beğenmedi.

Tom didn't like the way Mary ironed his clothes.

O, bu akşam yemeğini beğenmedi mi?

Did she like that dinner?

Tom sahip olduğu son işi beğenmedi.

Tom didn't like the last job he had.

Doğruyu söylemek gerekirse, o en azından bunu beğenmedi ama hiçbir şey söylemedi.

Truth be told, she didn't like it in the least, but she didn't say anything.

- Tom Mary'yi çok sevmedi.
- Tom, Mary'yi pek sevmedi.
- Tom Mary'den pek hoşlanmadı.
- Tom, Mary'yi pek beğenmedi.

Tom didn't like Mary much.

- Tom Mary'yi çok sevmedi.
- Tom Mary'yi çok fazla sevmiyordu.
- Tom, Mary'yi pek sevmedi.
- Tom Mary'den pek hoşlanmadı.
- Tom, Mary'yi pek beğenmedi.

- Tom didn't like Mary very much.
- Tom didn't like Mary much.