Translation of "Uçan" in English

0.006 sec.

Examples of using "Uçan" in a sentence and their english translations:

Uçan balıklar var.

There are fish that fly.

Uçan arabalar nerede?

Where are the flying cars?

Kuzeyden uçan sincap Kuzey Amerika'da uçan tek sincap türüdür.

The Northern flying squirrel is the only species of flying squirrel in North America.

Bir diğer uçan araç.

Well, another flying vessel.

Bu uçan bir kuş.

- It's a volant bird.
- It's a flying bird.

Hava uçan mermilerle doluydu.

The air was full of flying bullets.

Bütün uçan arabalar nerede?

Where are all the flying cars?

Oditoryumda özgürce uçan bir kartal

an eagle flying freely in the auditorium,

Ayrıca uçan balıklar da var.

There are also fish that fly.

Biz bir uçan daire gördük.

- We saw a flying saucer.
- We saw a UFO.

Ben bir uçan daire gördüm.

I've seen a flying saucer.

Havada uçan bir helikopter gördüm.

I saw a helicopter flying overhead.

Bak! Uçan bir hamam böceği!

Look! A flying cockroach!

Uçan sürüngenler aslında dinozor değildi.

Pterosaurs were not actually dinosaurs.

Leyla etrafta uçan uçağı gördü.

Layla saw the plane flying around.

- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?

Have you ever seen a flying elephant?

Uzaylılardan veya uçan daireden bahsediyormuş gibi.

like we're talking about aliens or UFOs.

''Dün gece bir uçan daire gördüm.

"Last night I saw a flying saucer.

Adamdan uçan kurtulamadığı gibi dalanda kurtulamamış

Flying from the man could not escape, as well as not surviving in the branch

Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.

I saw a flock of birds flying aloft.

Havada uçan bir kuşu vurmak zordur.

It is difficult to shoot a bird flying in the air.

Lindbergh, Atlantik üzerinden uçan ilk insandı.

Lindbergh was the first man to fly across the Atlantic.

UFO tanımlanamayan uçan nesne anlamına gelir.

UFO stands for unidentified flying object.

Uçan sincap ağaçtan aşağıya uçarak geldi.

The flying squirrel came flying down from the tree.

Başının üstünde uçan kuşları seyretmekten hoşlanır.

He likes to watch the birds fly above his head.

Düşük uçan turnalar sıcak havayı gösterir.

Cranes flying low indicate warm weather.

Fred, Zürih üzerinde uçan uçağı gördü.

Fred saw the plane flying over Zurich.

Dün gece uçan bir UFO gördü.

He saw a UFO flying last night.

Hiç tanımlanamayan uçan nesne gördün mü?

Have you ever seen an unidentified flying object?

Başımın üzerinde uçan bir helikopter duydum.

I heard a helicopter flying overhead.

O zaman Boston'a uçan bir uçaktaydık.

We were on a plane flying to Boston at that time.

Bana gelecekte uçan araçların olacağı söylendi.

- I was told there would be flying cars in the future.
- I was told the future would have flying cars.

Bana gelecekte uçan arabalar olacağı söylendi.

- I was told there would be flying cars in the future.
- I was told the future would have flying cars.

Onlar uçan mekanik makinelerden çok daha fazlası.

But they are more than mechanical flying machines.

Neon mega şehirler ve uçan araçlar olacaktı.

It was going to be neon megacities and flying vehicles.

Mağazanın üzerinde uçan bir reklam balonu var.

There is an advertising balloon flying above the department store.

Güneye doğru uçan bir sürü kuş gördüm.

I saw a lot of birds flying toward the south.

2012 yılında her yerde uçan arabalar olacak.

In the year 2012, there will be flying cars everywhere.

Bir ağacın üzerinde uçan bir kuş gördüm.

I saw a bird flying over a tree.

Farklı gruplarda uçan bir grup kaz vardı.

There was a bunch of geese flying in different groups.

Ben evimizin üzerinde uçan bir uçak görüyorum.

I see a plane flying over our house.

Gece gökyüzünde çok parlak uçan şeyler gördüm.

I saw something very bright fly across the night sky.

Ben kuş gibi uçan beş uçak gördüm.

I saw five airplanes flying like birds.

Biz bazen çiftliğimizin üzerinde uçan uçaklar görüyoruz.

We sometimes see airplanes flying over our farm.

Bir uçan daire geldi ve ineğimi götürdü.

A flying saucer came and took my cows away.

Kori bustard dünyanın en ağır uçan kuşudur.

The kori bustard is the world's heaviest flying bird.

Uçan arabalar istedik, bunun yerine 140 karakter bulduk

“We wanted flying cars, instead we got 140 characters.”

Hiç bu ada üzerinde uçan bir uçak görmedim.

I've never seen a plane fly over this island.

Kuzeyden gelen uçan sincaplar ağaçların içinde yuva yapar.

Northern flying squirrels nest inside trees.

Kuzeyden uçan sincaplar genellikle kış aylarında yuvalarını paylaşır.

Northern flying squirrels often share nests during the winter.

UFO ne demek? Sanırsam, tanımlanamayan uçan nesne demek.

"What does U.F.O. stand for?" "It means Unidentified Flying Object, I guess."

Ve uzaylılar, uçan daireler ve lazer silahları nerede?

And where are the aliens, the flying saucers, and the laser guns?

Onun Noodliness'i, Uçan Spagetti Canavarı evrende nihai gerçektir.

His Noodliness, the Flying Spaghetti Monster is the ultimate truth in the universe.

Noel Baba'nın kızağı uçan ren geyiği tarafından çekilir.

Santa Claus' sleigh is pulled by flying reindeer.

Tom dün gece bir Uçan Daire gördüğünü söyledi.

- Tom said he saw a UFO last night.
- Tom said that he saw a UFO last night.

Uçan arabalar istedik, bunun yerine 140 karakterimiz var.

We wanted flying cars, instead we got 140 characters.

Bilim adamları, sadece Antarktika'da yaşayan bir uçan penguen kolonisi keşfetti.

Scientists have just discovered a colony of flying penguins living in Antarctica.

Mrs. Bruce İngiltere ile Japonya arasında uçan ilk kadın pilottu.

Mrs. Bruce was the first female pilot to fly between England and Japan.

Tom ilk kez bir uçan kaykay sürmeye çalıştığında kaza yaptı.

Tom had an accident when he tried to ride a hoverboard for the first time.

O bir meşe palamudu yediğinde, Mario bir uçan sincaba dönüşür.

When he eats an acorn, Mario transforms into a flying squirrel.

Pastafaryanlar evrenin, çok sarhoşken Uçan Spagetti Canavarı tarafından yaratıldığına inanırlar.

Pastafarians believe that the universe was created by the Flying Spaghetti Monster while very drunk.

Uçan eski bir casus uçak pilotu olan çaylak astronot Roger Chaffee de vardı .

missions during the Cuban Missile Crisis.

Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

And God created the great whales, and every living and moving creature, which the waters brought forth, according to their kinds, and every winged fowl according to its kind. And God saw that it was good.

Onlarla birlikte her tür hayvan - evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşlarla uçan yaratıkların her türü - gemiye bindi. Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.

- They and every beast according to its kind, and all the cattle in their kind, and every thing that moveth upon the earth, according to its kind, and every fowl according to its kind, all birds, and all that fly, went in to Noe into the ark, two and two of all flesh, wherein was the breath of life.
- They and every beast according to its kind, and all the cattle in their kind, and every thing that moves upon the earth according to its kind, and every fowl according to its kind, all birds, and all that fly, went in to Noah into the ark, two and two of all flesh, wherein was the breath of life.