Translation of "Başkasına" in English

0.004 sec.

Examples of using "Başkasına" in a sentence and their english translations:

Ben başkasına söylemedim.

I didn't tell anyone else.

Henüz başkasına söylemedim.

- I haven't yet told anyone else.
- I haven't told anybody else yet.
- I haven't told anyone else yet.
- I haven't yet told anybody else.

Kalbim başkasına ait.

My heart belongs to another.

Kendinizden başkasına güvenmeyin.

Don't trust anybody but yourselves.

Tom onu başkasına sattı.

Tom sold it to somebody else.

Sakın dediklerimi başkasına söyleme.

- Just don't tell anyone else what I said.
- Don't you dare tell anyone else what I said.

Ortak varlık satılamaz, başkasına verilemez

A common can't be sold, it can't be given away,

Sadece suçu başkasına yüklemeye çalışıyorsun.

You're just trying to shift blame away from yourself.

Tom başkasına borçlu olmayı sevmez.

Tom doesn't like to be indebted to anyone.

Gördüğün iyiliğin aynısını başkasına yap.

Pay it forward

Git o yalanları başkasına anlat.

Go tell those fibs to someone else.

Bulaştıysa size lütfen bir başkasına bulaştırmayın

If it is infected, please do not infect someone else.

Küçük kız, Emily'den başkasına asla gülümsemez.

The little girl never smiles at anyone other than Emily.

Sana yapılmasını istemediğini bir başkasına yapma.

Do to others as you would have them do to you.

Bir sevginin ölümü bir başkasına yol açar.

The death of one love gives way to another.

Size reçete edilmiş ilacı başkasına vermeniz yasa dışıdır.

It's illegal to give someone else medication that was prescribed for you.

- Tom başka birine güvenmek istemedi.
- Tom başkasına güvenmek istemedi.

Tom didn't want to rely on anyone else.

- Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.
- Sana davranılmasını istediğin gibi davran.

Do as you would be done by.

Ve bilim insanları, bu dönemin çoğunda hastalığı başkasına bulaştırabileceğinizi düşünüyor.

And scientists think you could be contagious during most of this period.

Bu resmi satın almak istedim, ama zaten bir başkasına satılmıştı.

I wanted to buy that painting, but it had already been sold to somebody else.

"Tom, seni en çok korkutan şey ne?" "Mary'nin başkasına aşık olması."

"What are you most afraid of, Tom?" "That Mary falls in love with someone else."

Bir başkasına gönderilen mesaj da onun sağlığını daha iyi hâle getirebilir mi?

could a text message sent to someone else help them turn their health around?

Tom o tabloyu satın almak istiyor ama ben onu daha önce başkasına sattım.

Tom wants to buy that painting, but I've already sold it to someone else.

Açlık, oğlum, bir başkasına ait olan bir şeyi almak için hiçbir neden yoktur.

Hunger, my boy, is no reason for taking something which belongs to another.

- Tom ahır yemliğindeki köpek gibi davranıyor.
- Tom "bana yâr olmayan başkasına da yâr olmasın" mantığıyla hareket ediyor.
- Tom yaralı parmağa işemiyor.

Tom acts like a dog in the manger.