Translation of "Kalbim" in English

0.013 sec.

Examples of using "Kalbim" in a sentence and their english translations:

- Kalbim acılıdır.
- Kalbim acıyor.

- My heart's aching.
- My heart is in pain.
- My heart is hurting.
- My heart hurts.

- Kalbim senindir.
- Kalbim sizindir.

My heart is yours.

Kalbim sızlıyor.

My heart's aching.

Kalbim hızlandı.

My heart quickened.

Kalbim acıyor.

My heart hurts.

Kalbim kırık.

My heart is broken.

Kalbim yarışıyordu.

- My mind was racing.
- My heart was racing.

Kalbim parçalandı.

My heart has been destroyed.

Kalbim battı.

My heart sank.

Kalbim kanıyor.

My heart is bleeding.

Kalbim tekledi.

My heart skipped a beat.

Kalbim kırılmıştı.

My heart was broken.

Kalbim acılıdır.

- My heart's aching.
- My heart is in pain.
- My heart is hurting.
- My heart hurts.
- My heart aches.
- I feel heartache.

Kalbim çarpıyor.

My heart is pounding.

Kalbim ağrıyor.

My heart aches.

Kalbim kırıktı.

I was brokenhearted.

Kalbim durdu.

My heart stopped.

Ve kalbim kırık

and my heart is broken,

Seni seviyorum, kalbim.

I love you, sweetheart.

Kalbim mutlulukla doluydu.

My heart was filled with happiness.

Kalbim atmayı bıraktı.

My heart stopped beating.

O benim kalbim.

- He is my heart.
- She is my heart.

Kalbim yarışa başladı.

My heart started racing.

Kalbim gerçeği biliyor.

My heart knows the truth.

Birden kalbim ağrıyor.

Suddenly my heart hurts.

Kalbim neşeyle doluydu.

My heart was filled with joy.

Bir kalbim var.

I have a heart.

Kalbim hızlı atıyor.

My heart beats fast.

Kalbim çizmelerime battı.

My heart sank into my boots.

Kalbim Tom'a gidiyor.

My heart goes out to Tom.

Sadece kalbim kırıldı.

It just broke my heart.

Kalbim başkasına ait.

My heart belongs to another.

Neredeyse kalbim duracaktı.

My heart almost stopped.

- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.

My heart began to race.

Benim kalbim hızlı atıyor.

My heart is beating fast.

Kalbim yeşil ve sarıdır.

My heart is green and yellow.

Kalbim üzüntü ile doluydu.

My heart was filled with sorrow.

- Kalbim kırık.
- Ben kederliyim.

- I'm heartbroken.
- My heart is broken.
- I'm broken-hearted.

Kalbim çok hızlı atıyordu.

My heart was beating so fast.

Kalbim çok hızlı atıyor!

My heart's beating so fast!

Kalbim bin parçaya parçalandı.

My heart has broken into a thousand pieces.

Kötü bir kalbim var.

I have a bad heart.

- Bununla ilgili düşündüğüm zaman kalbim kırılıyor.
- Bunun hakkında düşündüğümde kalbim kırılıyor.

My heart breaks when I think about this.

Kalbim onun hikayesi tarafından incitildi.

My heart was touched by his story.

Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı.

My heart began to beat fast.

Ölen kuşları gördüğümde kalbim kırıldı.

My heart broke when I saw the dying birds.

Kalbim Fransız ama popom uluslararasıdır!

My heart is French, but my ass is international!

Kalbim ölen kuşlar için acıdı.

My heart ached for the dying birds.

Kalbim senin için kan ağlıyor.

My heart bleeds for you.

- Kalbim kırık.
- Ben kırık kalpliyim.

I'm heartbroken.

Kalbim küt küt atmaya başladı.

My heart began to pound.

- Kalbim işte değildi.
- Gönlüm işte değildi.

My heart wasn't in the work.

Bu şarkıyı dinlerken kalbim nostaljiyle dolar.

Listening to this song fills my heart with nostalgia.

Bütün kalbim, bütün ruhum sana aittir.

All my heart, all my soul belong to you.

Kalbim gitgide daha da hızlı çarpıyordu.

My heart was beating faster and faster.

Onun iyileştiğini duyduğumda kalbim minnetle doluydu.

When I heard that she was cured, my heart was full of gratitude.

Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.

I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.

Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.

My heart beats fast each time I see her.

Kalbim Afrika'da açlık çeken çocuklar için ağrıyor.

My heart aches for the starving children in Africa.

Kalbim açlıktan ölen o çocuklar için sızlıyor.

My heart aches for those starving children.

Her vedalaşmada geri gelmeyeceksin diye kalbim korkudan titriyor.

At every goodbye my heart trembles with fear that you will never come back.

Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.

- I've got a bum ticker: coronary artery disease.
- I've got a bad heart: coronary artery disease.

- Çok üzgündüm.
- Ben kalbi kırıktım.
- Kalbim kırıktı.
- Dertliydim.

I was heartbroken.

Ne zaman seni görsem, kalbim bana aşık olduğumu söylüyor.

- When I see you, my heart says me that I am a lover.
- Whenever I see you, my heart tells me that I'm in love.

O, kapıdan içeri girdiğinde kalbim daha hızlı atmaya başladı.

When she walked through the door, my heart began to beat faster.

- Kalbim bıçaklanmış gibi hissediyorum.
- Kendimi kalbimden bıçaklanmış gibi hissediyorum.

I feel like I was stabbed in the heart.

Kalbim o kadar çok sert vuruyor ki patlayacakmış gibi geliyor.

My heart is pounding so hard it feels like it's going to explode.

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir.

This girl has a pretty face. My heart melts from looking at it.