Translation of "Başkana" in English

Başkana inanmalıyız.

We must have faith in the president.

Sizi başkana bağlayacağım.

I'll put you through to the president.

O, başkana yakındır.

He is close to the president.

Başkana yaklaşmak zordur.

The president is difficult to approach.

Başkana hitap etti.

He addressed himself to the chairman.

Nihai karar başkana kalır.

The final decision rests with the president.

Başkana suikast düzenlemeye kalkıştılar.

They attempted to assassinate the president.

O, başkana akredite oldu.

He was accredited to the chairman.

Onların işi başkana tavsiyede bulunmak.

Their job is to advise the president.

Bu ülkenin yeni bir başkana ihtiyacı var.

This country needs a new president.

Başkana bir mektup yazması için ona para verdiler.

They paid him to write a letter to the president.