Translation of "Başkalarını" in English

0.011 sec.

Examples of using "Başkalarını" in a sentence and their english translations:

Başkalarını da görüyorsunuz:

you are also able to see others, too:

Başkalarını arkalarından kötülememelisiniz.

You ought not to speak ill of others behind their backs.

Başkalarını göstermek kabalıktır.

- It's not polite to point at others.
- It is not polite to point at others.
- It isn't polite to point at others.

Bana başkalarını da gösterin.

Show me some others.

Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

It is rude to point at others.

Görünüşlerine göre başkalarını yargılamamalısınız.

You shouldn't judge others by how they look.

Tom başkalarını hiç düşünmez.

Tom never thinks about others.

Başkalarını yargılama ki yargılanma.

Judge not lest ye be judged.

Hataların için başkalarını suçlama.

Don't blame others for your mistakes.

Babam bize başkalarını kıskanmamamızı söylerdi.

Father used to tell us not to envy others.

Kendi başarısızlığı için başkalarını suçladı.

She blamed others for her own failure.

Onlar başkalarını kurtarmaya çalışırken öldüler.

They died trying to rescue others.

Başkalarını, kendini sevdiğin gibi sev!

Love others as you love yourself!

Başkalarını derilerinin rengine göre yargılamayın.

Don't judge others based on the color of their skin.

Mary her zaman başkalarını düşünür.

Mary always thinks about others.

Kendimizi yönetemiyorsak başkalarını nasıl yönetebiliriz?

How could we govern others when we cannot govern ourselves?

Kendi hatası için başkalarını suçladı.

He blamed others for his own failure.

Kendi başarısızlığın için başkalarını suçladın.

You blamed others for your own failure.

Tom her zaman başkalarını düşünür.

Tom always thinks about others.

- Diğerlerini küçümsediler.
- Başkalarını hor gördüler.

They despised the others.

Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

We must avoid calling on others without an appointment.

Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.

Work quietly lest you disturb others.

Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.

We judge ourselves by our intentions and others by their actions.

Parmağınızla başkalarını göstermeyin, parmağınızla kendinizi gösterin.

Don't point the finger at others, point the finger at yourself.

O, konuşmalarını yazmak için başkalarını tutuyor.

He hires other people to write his speeches.

Konuşmalarımı yazması için başkalarını işe alıyorum.

I hire other people to write my speeches.

Yazı yazmanın amacı, başkalarını görmesini sağlamaktır.

The goal of writing is to make others see.

- Diğerlerini rahatsız etme.
- Başkalarını rahatsız etme.

Don't bother the others.

Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..

They are talking loudly when they know they are disturbing others.

Kendi istediğini yap ve başkalarını taklit etme.

Be your own person and don't imitate others.

Kendi kendine konuşmaktansa başkalarını dinlemeyi tercih eder.

She would rather listen to others than talk herself.

- Bana başkalarını da gösterin.
- Bana diğerlerini gösterin.

Show me some others.

Tom kendi hataları için genellikle başkalarını suçlar.

Tom often blames others for his own failures.

Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarını kabul et.

Acknowledge your own faults before criticizing others.

O, konuşmalarını yazması için başkalarını işe alıyor.

She hires other people to write her speeches.

Tom her zaman hatalarından dolayı başkalarını suçluyor.

Tom always blames others for his mistakes.

Bu aktiviteyi gösteriş ve başarıyla yapan başkalarını da

you're probably going to like watching other people do it

O her zaman başkalarını bir aptal yerine koyar.

He always makes a fool of others.

Tom kendi davranışlarının başkalarını nasıl etkilediğini fark etmiyor.

Tom doesn't realise how his behaviour affects others.

Bu başkalarını kendinden daha iyi değer veren sevgidir.

This is the love that esteems others better than oneself.

Neden bir insan karısını sevmez? Biz bile başkalarını seviyoruz.

Why not love one's own wife? We even love others'.

Ben ve Fadıl birbirimize benzeriz, her zaman başkalarını düşünürüz.

Me and Fadil are alike, always thinking of other people.

Sevme özgürlüğü, başkalarını sevmek demektir; gücü sevmek kendini sevmektir.

The freedom to love means to love others; to love power is to love oneself.

Bu sadece kendini düşünmeden önce başkalarını düşünmesi gibi bir şey.

It is just like her to think of others before thinking of herself.

İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.

People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.

Tom'un onun davranışlarının başkalarını nasıl etkilediği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Tom has no idea how his behaviour affects others.

Başkalarına iyilik etmek değerli bir harekettir; başkalarını incitmek bir günahtır.

To do good to others is a meritorious act; to hurt others is a sin.

"Biz kazanç için çalışmıyoruz" diye yanıtladı tilki. "Biz sadece başkalarını zenginleştirmek için çalışıyoruz."

"We do not work for gain," answered the Fox. "We work only to enrich others."