Translation of "Bağ" in English

0.004 sec.

Examples of using "Bağ" in a sentence and their english translations:

Bağ kurma,

The lesson of connection,

- Ortak değerlikli bağ nedir?
- Ortak bağ nedir?

- What is a covalent bond?
- What's a covalent bond?

Kovalent bağ nedir?

- What is a covalent bond?
- What's a covalent bond?

- İyonik bağ nedir?
- İyon bağı nedir?
- İyonsal bağ nedir?

- What is an ionic bond?
- What's an ionic bond?

O, bağ dokusunu yırttı.

He tore his ligament.

İnsanlarla bağ kurmaya ihtiyaç duyarız.

We crave human connection.

Güçlü kimyasal bağ yapıları olan

inside aggregates of soil minerals,

Büyükannem bağ-bahçe işlerinden anlar.

My grandmother has a green thumb.

Onunla derin bir bağ hissediyorum.

I feel a deep connection to him.

Hangisi daha uzun? Bir tek bağ mı yoksa bir çift bağ mı?

Which is longer, a single bond or a double bond?

...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.

she'll become deeply connected to the rhythm of the ocean...

Yaşamınız başka insanlarla bağ kurmanızı güçleştiriyorsa endişelenmeyin.

But don't worry if your life makes it hard to connect with people.

Birbirimizle konuşma ve bağ kurma şeklimizi de

we need to change the way we talk to each other

Erkek kardeşler arasında güçlü bir bağ vardır.

There is a strong bond between the brothers.

Evlilik, bir bağ ve ahlaki bir zorunluluktur.

A marriage is a bond and a moral obligation.

Tom hayvanlarla telepatik bağ kurabildiğini iddia ediyor.

Tom claims he has animal telepathy.

İlk defa ruhsal bir ilkeye karşı bağ hissediyorlardı.

And they connected to a spiritual principle for the first time -

Onların istedikleri arasında bağ kurmayı görevim olarak bilirim.

and connect what we’re doing in school to what they actually care about.

Aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,

inspired something in them that became a connection between us,

Hayatında bir kediyle veya bir köpekle bağ kurduğunu

has had the experience of, like, bonding with a cat or bonding with a dog

Dizimde bir bağ yırttım ve ameliyat olmak zorundaydım.

I tore a ligament in my knee and had to have surgery.

Arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

and how successful and happy people end up in their work,

Dil ve kültür arasındaki kopmaz bir bağ vardır.

There is an unbreakable link between language and culture.

Ve, tabii, bağ olmadan seks yapmak zordur, değil mi?

And, of course, it's hard to have sex when you lack human connection, right?

Üçüncüsü ise uyum, bağ ve birlikten oluşan bir deneyimdi.

and thirdly, these experiences of harmony and connection and unity.

Aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu

and a special bond was formed between  them, based on mutual respect and loyalty

Ve insanlarla bağımız olmadığı zaman, uğraşırız, bağ kurmanın bir yolunu buluruz

And so when we lack human connection, we cope, we find ways to get it,

Bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

include helping students build and maintain relationships?

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

This association between the heart and love has withstood modernity.

Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.

The only connection to the outside world was a small window placed too high to see.

Ortaokul öğrencilerinin İngilizce öğrenirken karşılaştıkları en büyük engellerden biri de bağ zamirleridir.

One of the greatest hurdles facing middle school students learning English is relative pronouns.

Tiyatronun dizaynı, seyircilerin oyuncularla daha yakınlaşıp, özel bir bağ kurmalarını mümkün kıldı.

The design of the theatre enabled the audience to get up close and personal with the performers.

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır.

Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

When you have that connection with an animal and have those experiences, it's absolutely mind-blowing.