Translation of "Arkası" in English

Boynumun arkası acıyor.

The back of my neck hurts.

Onun pantolonunun arkası parlamış.

The seat of his pants is shiny.

Binanın arkası Birinci Cadde'de.

The back of the building is on First Street.

Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.

I am told he has a broad back.

Tom'un sağ elinin arkası bir cam kıymığı tarafından yaralandı.

The back of Tom's right hand was injured by a splinter of glass.

- O, alanı elininin arkası gibi bilir.
- O, bu bölgeyi avucunun içi gibi bilir.

He knows the area like the back of his hand.