Translation of "Arkadaştır" in English

0.007 sec.

Examples of using "Arkadaştır" in a sentence and their english translations:

O, arkadaştır.

He is a friendly person.

Tom bir arkadaştır.

Tom is a friend.

- Batman, Robin ile arkadaştır.
- Yarasa adam, Robin'le arkadaştır.

- Batman is friends with Robin.
- The Caped Crusader is friends with Robin, the boy Wonder.

Mayuko iyi bir arkadaştır.

Mayuko is good company.

O, neşeli bir arkadaştır.

He is a merry fellow.

Batman, Robin ile arkadaştır.

Batman is friends with Robin.

Süngerbob ve Patrick arkadaştır.

Spongebob and Patrick are friends.

Arkadaşın arkadaşı da arkadaştır.

The friend of a friend is also a friend.

Tom gerçek bir arkadaştır.

- Tom is a real friend.
- Tom is a true friend.

Emily ve Kate arkadaştır.

Emily and Kate are friends.

O, anahtarı verdiğim arkadaştır.

That's the friend to whom I gave the key.

John iyi bir arkadaştır.

John is a good friend.

O iyi bir arkadaştır.

He's a good friend.

Sami başka bir arkadaştır.

Sami is another friend.

Tom ve John iyi arkadaştır.

Tom and John are good friends.

O, sahip olduğum tek arkadaştır.

She is the only friend I have.

O zeki küçük bir arkadaştır.

- He's a smart little feller.
- He is a smart little guy.

Tom Mary ile iyi arkadaştır.

Tom is good friends with Mary.

Arkadaşın arkadaşı da bir arkadaştır.

The friend of a friend is also a friend.

Markku gerçekten iyi bir arkadaştır.

Markku is a really good friend.

Tom, Mary ile yakın arkadaştır.

Tom is close friends with Mary.

En korkunç düşman eski bir arkadaştır.

The most terrible enemy is a former friend.

Bir yabancı henüz tanışmadığın bir arkadaştır.

A stranger is just a friend you haven't met yet.

İyi bir kitap harika bir arkadaştır.

A good book is a great companion.

- Burada herkes arkadaştır.
- Buradaki herkes samimidir.

Everyone here is friendly.

Tom ve Mary üç yıldır arkadaştır.

Tom and Mary have been friends for three years.

O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.

He is, so far as I know, a reliable friend.

Tom ve Mary'nin anne babaları arkadaştır.

Tom and Mary's parents are friends.

Bir yabancı, sadece sizin henüz tanışmadığınız bir arkadaştır.

A stranger is a friend you just haven't met yet.

Tom sadece bir arkadaştır, benim erkek arkadaşım değil.

Tom is just a friend, not my boyfriend.

Herkes için bir arkadaş hiç kimse için bir arkadaştır.

A friend to all is a friend to none.

İyi bir kitap, şimdi ve her zaman en iyi arkadaştır.

A good book is the best friend, now and forever.

- Emily ve Melanie yakın arkadaşlardır.
- Emily and Melanie yakın arkadaştır.

Emily and Melanie are close friends.

Tom çok yakın bir arkadaştır, ama o benim erkek arkadaşım değil.

- Tom is a very close friend, but he's not my boyfriend.
- Tom is a very close friend, but he isn't my boyfriend.

Çok zeki ve nazik olduğu için, bu köpek benim için iyi bir arkadaştır.

Being very clever and gentle, this dog is a good companion to me.