Translation of "Annemle" in English

0.004 sec.

Examples of using "Annemle" in a sentence and their english translations:

- Seni annemle tanıştıracağım.
- Seni annemle tanıştırayım.

Let me introduce my mother to you.

- Annemle birlikte süpermarkete gittim.
- Annemle süpermarkete gittim.

I went to the supermarket with my mom.

Annemle Disneyland'a gittim.

I went to Disneyland with my mother.

Sorunu annemle tartıştım.

I discussed the problem with my mom.

Buraya annemle geldim.

I came here with my mom.

O, beni annemle karıştırdı.

- He took me for my mother.
- He mistook me for my mother.

Sen annemle henüz tanışmadın.

You haven't met my mom yet.

Ben şimdi annemle yaşıyorum.

I'm living with my mom now.

Karım annemle iyi geçinir.

My wife gets on well with my mother.

Bugün buraya annemle geldim.

I came here today with my mom.

Ben hiç annemle karşılaşmadım.

I've never met my mother.

Babam, sorunlarını hep annemle tartışır.

My father always discusses his problems with my mother.

Annemle babam birbirini dağlarda tanımış.

My parents met each other in the mountains.

Ve bir gün annemle kasabada yürüyordum

And one day I was walking in my local town with my mum,

Annemle birlikte bir kırtasiyenin önünden geçiyoruz,

My mother and I were passing a stationery

Ödevimi bitirdikten sonra, annemle sohbet ettim.

Having done my homework, I had a chat with Mom.

Benim dersane öğretmenim annemle aynı yaşta.

My homeroom teacher is the same age as my mother.

Dün akşam, annemle babamın fısıldaştıklarını duydum.

I heard my parents whispering last night.

Şimdi seni annemle ve babamla tanıştıracağım.

Now I will introduce you to my parents.

Ben bugün annemle alışveriş merkezine gittim.

Today I went to the shopping centre with my mother.

Babamla Fransızca, annemle de İngilizce konuşuyorum.

I speak French to my father and English to my mother.

Annemle son karşılaştığımız zamanı artık hatırlayamıyorum.

I can no longer remember the last time I met with my mother.

Tom, babamla evlenmeden önce annemle çıkıyordu.

Tom dated my mother before she got married to my father.

Evde kalmak ve annemle ilgilenmek zorundayım.

I have to stay home and take care of my mother.

Annemle Fransızca ve babamla İngilizce konuşarak büyüdüm.

I grew up speaking French to my mother and English to my father.

Ben annemle, erkek kardeşimle ve büyük ebeveynlerimle yaşıyorum.

I live with my mother, brother and my grandparents.

Bu Terry Tate hakkında annemle yaptığım son konuşmaydı.

This was the last conversation I had with my mother about Terry Tate.

Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.

I never argued with my stepmother, nor did she give me reason to.

Herkes babamın annemle tanışmadan önce uzay istasyonunda çalıştığını söylüyor.

Everyone says that my father was working on the space station before he met my mother.

- Annemle babam uzun zamandır ayrılar.
- Ebeveynlerim boşanalı çok oldu.

- My parents got divorced long ago.
- My parents have been divorced for a long time.

Annemle birlikte bu yavruyu eve götürdük, ona Tucker adını verdik

My mom and I took the kitten home, we named him Tucker -

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm.

I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

Herhangi bir tür Tayland yiyeceği asla yemedim, bu yüzden büyük annemle birlikte bir Tayland restoranına gitme hakkında oldukça heyecanlıyım.

I had never eaten any kind of Thai food, so I was pretty excited about going to a Thai restaurant with my grandmother.

"Baban şimdiye kadar yeniden evlendi mi yoksa kız arkadaşı mı var?" "Hayır, tüm yarışmacıları başarılı bir şekilde püskürttüm! Annemle babamın bir araya gelmesini istiyorum!"

"Has your father remarried by now, or does he have a girlfriend?" "No! I have successfully repelled all contenders! I want mum and dad to get back together!"