Translation of "Tartıştım" in English

Tom'la tartıştım.

I had an argument with Tom.

Onlarla tartıştım.

I argued with them.

Onunla tartıştım.

I argued with him.

- Problemi arkadaşlarımla tartıştım.
- Sorunu arkadaşlarımla tartıştım.

I discussed the problem with my friends.

Kız kardeşimle tartıştım.

I had a quarrel with my sister.

Sorunu onunla tartıştım.

I discussed the matter with her.

Endişelerimi Tom'la tartıştım.

I've discussed my concerns with Tom.

Meseleyi onunla tartıştım.

I discussed the matter with him.

Onu Tom'la tartıştım.

I discussed it with Tom.

Bunu onlarla tartıştım.

I discussed it with them.

Bunu onunla tartıştım.

I discussed it with him.

Sorunu annemle tartıştım.

I discussed the problem with my mom.

Sorunu Tom'la tartıştım.

I discussed the problem with Tom.

Komşularla iyi tartıştım.

I had good discussion with the neighbors.

Tom'la biraz tartıştım.

I argued with Tom a little bit.

Planı Tom'la tartıştım.

I discussed the plan with Tom.

Meseleyi Tom'la tartıştım.

I've discussed the matter with Tom.

Konuyu Tom'la tartıştım.

I discussed the matter with Tom.

Parayla ilgili onunla tartıştım.

I had a quarrel with him over money.

Onun hakkında onunla tartıştım.

I argued with him about it.

Dün ağabeyim ile tartıştım.

I quarrelled with my older brother yesterday.

Aslında onu Tom'la tartıştım.

I've actually discussed that with Tom.

Onu Tom'la önceden tartıştım.

I've already discussed it with Tom.

Bu durumu Tom'la tartıştım.

I've discussed this situation with Tom.

Konu hakkında onlarla tartıştım.

I argued with them about the matter.

Yoko ile biraz tartıştım.

I argued with Yoko a little bit.

Bunu zaten Tom'la tartıştım.

I've discussed that with Tom already.

Yeni planım hakkında onunla tartıştım.

I argued with him about the new plan.

Tom'la esrar kullanımı hakkında tartıştım.

I had an argument with Tom about the use of marijuana.

Kayağa gitme konusunda onunla tartıştım.

I argued her out of going skiing.

Bir şey söylememin gerekip gerekmediğini tartıştım.

I debated whether I should say anything.

Çok nazik olduğu için kız kardeşimle tartıştım.

I quarrelled with my sister because she's too kind.

Belediye başkanı ile tokalaşamam. Geçen hafta onunla tartıştım.

I cannot shake hands with the mayor. I had an argument with him last week.