Translation of "Ani" in English

0.007 sec.

Examples of using "Ani" in a sentence and their english translations:

Ani oldu biraz.

It was a little unexpected.

Ani hareketler yapmayın.

Don't make any sudden moves.

Ani hareket yapmayın.

Don't make abrupt moves.

Ani bir rüzgâr eserse

If a gust of wind comes at you,

Onun ani ölümüyle donakaldım.

I was numbed by her sudden death.

O ani kalkış yaptı.

He made an abrupt departure.

Ani ses kuşları dağıttı.

The sudden noise scattered the birds.

Ani ses onu korkuttu.

The sudden noise frightened her.

İthalatın ani yükselişine şaşırdık.

We were surprised by a sudden increase in imports.

Tom'un cevabı ani oldu.

Tom's response was immediate.

Ani bir panik yoktu.

There was no immediate panic.

Yolda ani duruş yaptı.

He made an emergency stop on the road.

Araba ani bir dönüş yaptı.

The car made an abrupt turn.

Şirket ani değişiklerle başa çıkamadı.

The company couldn't cope with sudden changes.

O ani bir cevap verdi.

She made an abrupt answer.

Onun ani ziyareti beni şaşırttı.

- I was surprised at her sudden visit.
- I was surprised by her sudden visit.

Onun ani ayrılışı hepimizi şaşırttı.

Her sudden departure surprised us all.

O, ani bir ağrı hissetti.

He felt a sudden pain.

Bu biraz ani, değil mi?

This is kind of sudden, isn't it?

Ani bir plan değişikliği oldu.

There's been a sudden change of plans.

Onun ani ölüm haberine şaşırdım.

I was surprised at the news of his sudden death.

Onun ani istifası beni şaşırttı.

I was amazed at his abrupt resignation.

Ben hiç ani manevra yapmazdım.

I wouldn't make any sudden moves.

Bunun hepsi çok ani oldu.

It all happened so suddenly.

Herkes ani bir kahkaha patlattı.

Everyone suddenly burst into laughter.

Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.

The cause of death was cardiac arrest.

Hikaye çok ani sona erdi.

- The story ended all of a sudden.
- The story ended very suddenly.

Ani bir plan değişikliği vardı.

There was a sudden change of plan.

Havada ani bir değişiklik vardı.

There was a sudden change in the weather.

Durumda ani bir değişiklik vardı.

There was a sudden change in the situation.

Ani hareketler yapmamaya gayret ediyorum.

I strive not to make sudden movements.

Ani ölüm de dahil kalp sendromları

Heart syndromes, including sudden death,

Ani bir hastalık oraya gitmesini engelledi.

A sudden illness prevented him from going there.

Onun sesinde ani bir değişiklik vardı.

There was a sudden change in her tone.

Onun ani akıl değişikliğine çok şaşırdım.

I was very much surprised by her sudden change of mind.

Onun ani hastalığı bizi seyahatten alıkoydu.

His sudden illness deterred us from traveling.

Ben plandaki ani değişikliğe oldukça üzülmüştüm.

I was quite upset at the sudden change in the plan.

Onun ani ölümü bir trajedi idi.

His sudden death was a tragedy.

İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.

People regretted his sudden death deeply.

Yan tarafımda ani bir ağrı hissettim.

I felt a sudden pain in my side.

Biz onun ani ölümünden oldukça sarsıldık.

We were quite shocked by her sudden death.

Onun bu ani başarısının sırrını bilmiyorum.

I don't know what the reason is for his sudden success.

Erkek kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.

The sudden death of his brother surprised them.

Kendini sıcaklığın ani değişimlerine göre ayarlamak zordur.

It is difficult to adapt oneself to sudden changes of temperature.

Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.

I was beside myself when I heard the news of my father's sudden death.

Onun ani gelişi onun dışarı çıkmasını engelledi.

Her sudden arrival prevented him from going out.

Karısı onun ani ölümünü duyunca deliye döndü.

When his wife heard of his violent death, she was beside herself with grief.

Olaydan sonra ilişkimiz ani bir değişim geçirdi.

After the incident, our relationship underwent a sudden change.

Neden ani tepkin her zaman çok olumsuz?

Why is your immediate reaction always so negative?

Dün gece sıcaklıkta ani bir düşüş oldu.

There was a sudden drop in the temperature last night.

Ani bir dürtü üzerine, memleketime geri döndüm.

On a sudden impulse, I returned to my home town.

Bu ani ilerleme kararıyla tamamen kafası karışan Sigismund,

Sigismund, bewildered by the sudden decision to advance,

Bayezid'in ani yürüyüşü Hıristiyanları şaşırttı, ancak aynı zamanda

Bayezid’s rapid campaign stunned the Christians but, sensing that this would provoke a response

Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.

A sudden illness forced her to cancel her appointment.

Biz onun ani ölüm haberine büyük ölçüde şaşırdık.

We were greatly surprised at the news of his sudden death.

Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

Linda was called back from college by her father's sudden illness.

Bill'in ani tavrı onun yanlış anlaşılmasına neden oluyor.

Bill's abrupt manner causes him to be misunderstood.

O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.

When he entered the building, he was frightened by a sudden cry.

Linda babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

Linda was called back from college because of her father's sudden illness.

Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.

He felt a sudden urge to write a novel.

Bir şey söyle. Ani sessizliğin beni rahatsız ediyor.

Say something. Your sudden silence troubles me.

Neden o bu kadar ani olarak terk etti?

Why did she leave so suddenly?

Küçük sağanaklar uzun sürer ama ani fırtınalar kısadır.

Small showers last long, but sudden storms are short.

Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.

After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.

Ben onun ani ruh hali değişikliğine oldukça şaşırdım.

I became quite astonished by his sudden change of mood.

Tom ani bir odayı terk etme dürtüsü hissetti.

Tom felt a sudden urge to leave the room.

Yan etkisi olmadan aylarca süren ani bir rahatlama sağlıyordu.

immediate relief that last for months, without side effects,

O bir gazeteci tarafından yöneltilen ani soruya şaşırmış görünüyordu.

She looked puzzled at the abrupt question posed by a reporter.

Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.

He gave up going abroad to study because of his father's sudden death.

O ani hastalığı nedeniyle yurt dışına seyahat etmekten vazgeçti.

He gave up traveling abroad because of his sudden illness.

Bu kadar ani istifa etmesinin bir nedeni var mı?

Is there any reason for him to resign so suddenly?

Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.

The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.

- Acele karar vermeyin.
- Acele kararlar verme.
- Ani kararlar alma.

Don't make any rash decisions.

Bu kesinlikle Himilco'nun adamları arasında ki ani moral çöküşünü açıklıyor

This would certainly explain the sudden collapse of morale amongst Himilco’s men.

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.

Even just getting it on your skin can cause instant burns and blisters.

Babasının ani ölümü nedeniyle, ülke dışında yaşama planlarını terk etti.

Due to the sudden death of his father, he abandoned his plans of living outside the country.

Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.

Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.

Onun ani ölümünün haberi, güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.

The news of his sudden death was like thunder on a sunny day.

Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.

Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.

Dürüst olmak gerekirse, ani kararlarımdan asla üzülmediğimi söylersem, yalan söylerim.

Honestly, I'd be lying if I said I never regret my sudden decisions.

Yokluğunda ani ve korkunç bir felaketin meydana geldiği çok açıktı.

It was only too clear that some sudden and terrible disaster had occurred during his absence.

Arabaların ani çoğalması her gün çok sayıda trafik kazasına neden oluyor.

The sudden increase of cars is causing a large number of traffic accidents every day.

Tamam, şimdilik ani endişeler duymak için erken ama eğer bir dükkana sahipseniz

OK, it is still too soon to have immediate concerns... but if you own a store or you

Dürüst olmak gerekirse, ani kararlarımdan asla pişman olmadığımı söylesem yalan söylemiş olurum.

To be honest, I would lie, if I said that I have never regretted my sudden decisions.

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır

Even just getting it on your skin can cause instant burns and blisters. But if these are the fire sticks that can hydrate you fine,

Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"

My formidable grandmother was such a stickler for language that whenever she heard someone ask "Can I…" she would interrupt and snap back at them, "I don't know, can you? If you don't know yourself how would I know what you're capable of? If you're asking permission say 'May I…' "