Translation of "Alabalık" in English

0.004 sec.

Examples of using "Alabalık" in a sentence and their english translations:

- Bir alabalık tuttum.
- Bir alabalık yakaladım.

I caught a trout.

- Alabalık tutmayı seviyorum.
- Alabalık yakalamayı seviyorum.

I like fishing for trout.

Evet, bir alabalık!

Yeah, it's a trout!

Alabalık balıkçılığını severim.

I like trout fishing.

Büyük bir alabalık yakaladı.

He caught a large trout.

Bu göl alabalık kaynıyor.

This lake abounds in trout.

Alabalık en sevdiğim balık.

Trout is my favorite fish.

Tom bir alabalık tuttu.

Tom caught a trout.

O büyük bir alabalık yakaladı.

He landed a big trout.

Tom büyük bir alabalık yakaladı.

Tom caught a big trout.

Tom birkaç büyük alabalık yakaladı.

Tom caught several large trout.

Tom üç büyük alabalık yakaladı.

Tom caught three large trout.

Alabalık, bir tatlısu balık türüdür.

The trout is a species of freshwater fish.

Bu gölde çok sayıda alabalık var.

There are lots of trout in this lake.

Alabalık pişirmek için favori tarzın nedir?

What's your favorite way to cook trout?

Tom Mary'nin alabalık yemek istediğini söyledi.

Tom said that Mary wanted to eat trout.

Tom dün bir çift büyük alabalık yakaladı.

Tom caught a couple of large trout yesterday.

Portakallı alabalık bu gece akşam yemeği için.

Trout with oranges is for dinner tonight.

- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır.

- Such fishes as carp and trout live in fresh water.
- Such fish as carp and trout live in fresh water.
- Fish such as carp and trout live in fresh water.
- Fish like carp and trout live in fresh water.

Tom buradan yaklaşık yüz metre aşağıda alabalık avlıyor.

Tom is fishing for trout about a hundred meters downstream from here.