Translation of "Ağrıdığını" in English

Tom, başının ağrıdığını söyledi.

- Tom said he had a headache.
- Tom said that he had a headache.

Tom onun ağrıdığını söylüyor.

Tom says it hurts.

Başımın neden ağrıdığını bilmiyorum.

I don't know why my head hurts.

Nerenin ağrıdığını bilmem gerekiyor.

I need to know where it hurts.

Nerenin ağrıdığını bana söyle.

Tell me where it hurts.

Bize başının ağrıdığını söyledi.

- He told us that he had a headache.
- She told us that you had a headache.

O, kafasının çok ağrıdığını söylüyordu.

He was saying his head hurt a lot.

Tom bize başının ağrıdığını söyledi.

- Tom told us that he had a headache.
- Tom told us he had a headache.

Tom hâlâ bacaklarının ağrıdığını söyledi.

- Tom said he still feels pain in his legs.
- Tom said that he still feels pain in his legs.

Yağmur yağdığında kalçamın ağrıdığını biliyorum.

I know that my hip hurts when it rains.

Tom her tarafının ağrıdığını söyledi.

- Tom said he was aching all over.
- Tom said that he was aching all over.

Karnının ağrıdığını söyleyip odadan çıktı.

He said he had a stomachache and left the room.

Tom midesinin ağrıdığını söyledi ve odayı terk etti.

- Tom said he had a stomachache and left the room.
- Tom said that he had a stomachache and left the room.

Tom karnının ağrıdığını ve canının bir şey yemek istemediğini söyledi.

- Tom said he had a stomachache and didn't feel like eating anything.
- Tom said that he had a stomachache and didn't feel like eating anything.

- Tom karnının hâlâ ağrıdığını söylüyor.
- Tom'un karnı hâlâ ağrıyormuş, öyle söylüyor.

Tom says his stomach still hurts.

- Tom başının ağrıdığını söyledi bana.
- Başı ağrıyormuş, Tom öyle söyledi bana.

- Tom told me he had a headache.
- Tom told me that he had a headache.