Translation of "Şemsiyeni" in English

0.013 sec.

Examples of using "Şemsiyeni" in a sentence and their english translations:

Şemsiyeni unuttun.

You forgot your umbrellas.

Şemsiyeni kaybettin.

You've lost your umbrellas.

Şemsiyeni istemiyorum.

I don't want your umbrella.

Şemsiyeni almadım.

I didn't take your umbrella.

Şemsiyeni unutma.

Don't forget your umbrella.

Şemsiyeni paylaşabilir miyim?

May I share your umbrella?

Şemsiyeni otobüste bıraktım.

I left your umbrella on the bus.

Şemsiyeni nerede bıraktın?

Where did you leave your umbrella?

Sen şemsiyeni kaybettin.

You've lost your umbrella.

Şemsiyeni nerede kaybettin?

Where did you lose your umbrella?

Şemsiyeni yanına al.

Take your umbrella with you.

Şemsiyeni buldun mu?

Have you found your umbrella yet?

Şemsiyeni bulduğunu görüyorum.

I see that you've found your umbrella.

Şemsiyeni burada açma.

Don't open your umbrella in here.

Şemsiyeni holde bırak.

Leave your umbrella in the hall.

Şemsiyeni holde açma.

Don't open your umbrella in the hall.

Şemsiyeni almayı unutma.

Don't forget to take your umbrella.

Yanlışlıkla senin şemsiyeni aldım.

I took your umbrella by mistake.

- Şemsiyeni unutma.
- Şemsiyenizi unutmayın.

Don't forget your umbrella.

Şemsiyeni yanına alman akıllıcaydı.

It was wise of you to take your umbrella with you.

Şemsiyeni ön kapıda bırak.

Leave your umbrella at the front door.

Şemsiyeni getirmene gerek yoktu.

- You needn't have brought your umbrella.
- You didn't need to bring your umbrella.

Giderken şemsiyeni almayı unutma.

Don't forget to take your umbrella when you leave.

Şemsiyeni almak zorunda değilsin.

- You do not have to take your umbrella with you.
- You don't have to take your umbrella with you.

Şemsiyeni ödünç alabilir miyim.

Can I borrow your umbrella?

Şemsiyeni kaybettiğinden haberim yoktu.

- I didn't know you'd lost your umbrella.
- I didn't know that you'd lost your umbrella.

Şemsiyeni nereye bıraktığını biliyorum.

I know where you left your umbrella.

Şemsiyeni ödünç alabilir miyim?

Could I borrow your umbrella?

Trende şemsiyeni bırakmak senin dikkatsizliğindi.

- You were careless to leave your umbrella on the train.
- It was careless of you to leave your umbrella on the train.

Şemsiyeni nerede bıraktığını hatırlıyor musun?

Do you remember where he left his umbrella?

Şemsiyeni al, çünkü hava bulutlu.

Take your umbrella because it is cloudy.

Şemsiyeni nereye bıraktığını hatırlıyor musun?

Do you remember where you left your umbrella?

Tom'un şemsiyeni ödünç alması gerekiyor.

Tom needs to borrow your umbrella.

Dışarı çıkarken şemsiyeni almayı unutma.

Don't forget to take your umbrella when you go out.

Birisi şemsiyeni yanlışlıkla almış olmalı.

- Somebody must've taken your umbrella by mistake.
- Someone must've taken your umbrella by mistake.
- Somebody must have taken your umbrella by mistake.

Buradan ayrılırken şemsiyeni almayı unutma.

- Do not forget to take your umbrella when you leave here.
- Don't forget to take your umbrella when you leave here.

Şemsiyeni sana geri vermeyi unuttum.

I forgot to return your umbrella to you.

- Yağmur olasılığına karşı şemsiyeni almayı unutma.
- Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni almayı unutma.

Remember to take your umbrella, in case it rains.

- Yağmur ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.
- Yağmur yağması ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.

Take your umbrella with you in case it rains.

Bana şemsiyeni nereye bıraktığını düşündüğünü söyle.

Tell me where you think you left your umbrella.

Yağmur yağabilir gibi görünüyor. Şemsiyeni unutma.

It looks like it might rain. Don't forget your umbrella.

Yağmur yağıyor, bu nedenle lütfen şemsiyeni getir.

It's raining, so please bring your umbrella.

Şemsiyeni ödünç almamın bir sakıncası var mı?

Would it be OK if I borrowed your umbrella?

Lazım olur diye şemsiyeni alsan iyi olur.

You had better take your umbrella in case.

Yağmur yağma ihtimaline karşın şemsiyeni yanına almalısın.

You should take your umbrella with you in case it rains.

Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni getirmeyi unutma.

Don't forget to bring your umbrella in case it rains.

Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni alsan iyi olur.

You'd better take your umbrella, just in case it rains.

Ben çok üzgünüm ama şemsiyeni kaybettim gibi geliyor.

I'm very sorry, but I seem to have lost your umbrella.

Yağmur yağabilir gibi görünüyor bu yüzden şemsiyeni unutma.

It looks like it might rain, so don't forget your umbrella.

"Neden şemsiyeni getirmedin?" "Bu sabah böyle iyi hava vardı!"

"Why didn't you bring an umbrella?" "It was such good weather this morning!"

- Şemsiyeni neden açıyorsun? Yağmur yağmıyor.
- Şemsiyenizi neden açıyorsunuz? Yağmur yağmıyor.

Why do you have your umbrella up? It's not raining.

- Şemsiyeni Kayıp Eşya Bürosunda bulabilirsin.
- Şemsiyenizi Kayıp Eşya Bürosunda bulabilirsiniz.

You may find your umbrella at the Lost and Found.

Bugün muhtemelen yağmur yağacak, bu yüzden şemsiyeni alsan iyi olur.

It's likely to rain today, so you'd better take your umbrella.

- Korkarım ki yanlışlıkla senin şemsiyeni aldım.
- Maalesef yanlışlıkla sizin şemsiyenizi aldım.

- I'm afraid I took your umbrella by mistake.
- I'm afraid that I took your umbrella by mistake.

Bugün ara sıra yağmur yağacak, bu yüzden şemsiyeni alsan iyi olur.

It will rain on and off today, so you'd better take your umbrella.

Geçen gün şemsiyeni kaybettiğini söyledin. Şu ana kadar onu buldun mu?

The other day you said you lost your umbrella. Did you ever find it?