Translation of "İngilizceyi" in English

İngilizceyi severim.

I like English.

İngilizceyi anlamıyorum.

I don't understand English.

İngilizceyi unut.

Forget English.

İngilizceyi sevmiyorum.

I don't like English.

İngilizceyi sever misiniz?

Do you like English?

İngilizceyi çok severim.

I like English very much.

İngilizceyi öğrenmek zordur.

It's hard to master English.

İngilizceyi biraz konuşabilirim.

- I can speak a little English.
- I can speak English a little.

İngilizceyi hiç konuşamam.

I can't speak English at all.

Onlar İngilizceyi seviyorlar.

They like English.

İngilizceyi hiç anlamıyorsun.

You don't understand English at all.

İngilizceyi tercih ederim.

I prefer English.

İngilizceyi sıkı çalışmalısın.

You must study English hard.

İngilizceyi nerede öğrendin?

Where did you learn English?

Eski İngilizceyi öğreniyorum.

- I'm learning Old English.
- I am learning Old English.

- Ben de İngilizceyi severim.
- Ben de İngilizceyi seviyorum.

I like English, too.

- İngilizceyi çok iyi konuşabilir.
- O, İngilizceyi çok iyi konuşabilir.

She can speak English very well.

İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.

You ought to read English aloud.

En çok İngilizceyi seviyorum.

I like English best.

Tony İngilizceyi iyi konuşur.

Tony speaks English well.

İngilizceyi çok iyi konuşur.

He is a very good speaker of English.

O, İngilizceyi iyi kavrıyor.

He has a good grasp of English.

Müziği ve İngilizceyi severim.

I like music and English.

İngilizceyi iyi konuşmak zordur.

Speaking English well is difficult.

İngilizceyi okuyabilirim fakat konuşamam.

I can read English, but I can't speak it.

İngilizceyi müziğe tercih ederim.

I prefer English to music.

Mariko İngilizceyi güzel konuşur.

- Mariko speaks English well.
- Mariko is good at speaking English.

İngilizceyi seviyorsun, değil mi?

You like English, don't you?

İngilizceyi çok akıcı konuşur.

She speaks English very fluently.

Babam İngilizceyi iyi konuşabilir.

My father can speak English well.

O, İngilizceyi çok seviyor.

He likes English very much.

Ben İngilizceyi tercih ederim.

I prefer English.

Ben İngilizceyi hiç anlamıyorum.

I don't understand English at all.

Onlar İngilizceyi hiç anlamıyorlar.

They don't understand English at all.

Mesela, İngilizceyi seviyor musun?

For example, do you like English?

Nasıl İngilizceyi kolayca öğrenebilirim?

How can I learn English easily?

Biz İngilizceyi hiç anlamıyoruz.

We don't understand English at all.

Babam İngilizceyi iyi konuşur.

My dad speaks English well.

O gerçekten İngilizceyi beğenir.

She really likes English.

O gerçekten İngilizceyi sever.

He really likes English.

İngilizceyi biraz konuşup anlıyorum.

I speak and understand a little English.

İngilizceyi Japoncaya çevirebilir misin?

Can you translate English into Japanese?

Yumi İngilizceyi sıkı çalışır.

Yumi studies English hard.

İngilizceyi daha çok severim.

I like English better.

Kenji, İngilizceyi iyi konuşur.

Kenji is a good speaker of English.

İngilizceyi çok iyi konuşabilir.

She can speak English very well.

Ben de İngilizceyi seviyorum.

I like English, too.

İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.

I like English better than music.

İngilizceyi adım adım öğrenmek zorundasın.

You have to study English step by step.

Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.

Paul prefers English to math.

Yakında İngilizceyi iyi konuşmayı öğreneceksin.

You will soon learn to speak English well.

Üzgünüm, ama İngilizceyi iyi anlamıyorum.

I'm sorry, but I don't understand English well.

O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.

She speaks English with a foreign accent.

Derslerimizden en çok İngilizceyi severiz.

We like English the best of all our subjects.

Bay Sato İngilizceyi iyi konuşur.

Mr. Sato speaks English well.

Annem İngilizceyi pek iyi konuşmaz.

My mom doesn't speak English very well.

İngilizceyi iyi konuşmak kolay değildir.

It is not easy to speak English well.

İngilizceyi seviyorum ama iyi konuşamıyorum.

I like English, but I cannot speak well.

Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.

I heard her speak English fluently.

İngilizceyi iyi konuşabilirsin, değil mi?

You can speak English well, can't you?

İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.

I would like to speak English fluently.

O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur.

He speaks English fairly well.

İngilizceyi sınıfta en iyi konuşuyor.

She speaks English better than any of her classmates.

Sanırım Shintaro İngilizceyi iyi konuşur.

I think that Shintaro speaks English well.

Biz İngilizceyi nasıl okuyacağımızı öğrendik.

We learned how to read English.

İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?

- Do you speak English?
- Do you speak English fluently?

İngilizceyi öğrenmek ne kadar kolay?

How easy is it to learn English?

Tom İngilizceyi Fransız aksanıyla konuşur.

Tom speaks English with a French accent.

O yıllarca İngilizceyi iyi konuştu.

She has spoken English well for many years.

Kate İngilizceyi çok hızlı konuşur.

Kate speaks English very fast.